| İkimiz Kristal Şehir'e giderken baya eğlendik diye hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر لنا وقت مدهش على المترو إلى المدينة البلورية. |
| Buraya sana bizim korumamız altında Kutsal Şehir'e gelerek Kutsal Babamız Papa VI Alexander'a bağlılık yemini etmeni emretmeye gelmiş bulunmaktayım. | Open Subtitles | أنا هنا كي أمرك بالسير تحت حمايتنا إلى المدينة المقدسة لتقسمي قسم الولاء |
| Uçan Şehir'e oradan ulaşabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الوصول إلى المدينة الطافية من هناك |
| - Eski Şehir'e mi gidiyormuş? | Open Subtitles | ويتجه للبلدة القديمة؟ |
| - Eski Şehir'e mi gidiyormuş? | Open Subtitles | ويتجه للبلدة القديمة؟ |
| Seni Büyük Şehir'e götürmek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لأخرجك إلى المدينة الكبيرة. |
| - Eski Şehir'e götürelim, daha yakın. | Open Subtitles | - يجب أن نأخذها إلى المدينة القديمة أنها الأقرب |
| Ama Dünya Ağacı'nın tepesindeki Uçan Şehir'e ilk ulaşan ve Peri Kralı Oberon ile görüşen ilk ırk Alf adındaki yeni bir ırk olarak tekrar doğacak. | Open Subtitles | لكن أوّل عرق يصل إلى المدينة الطافية في قمّة شجرة العالم (ويقوم بالتحدّث أمام ملك الجنيّات (أوبيرون |