| Ancak burada yapmaya çalıştığımız, binanın kendisini doğanın bir parçası haline getirmek, ki böylelikle doğa parktan şehre doğru uzansın. | TED | ولكن ما نريد أن نفعله هنا أن نجعل المبنى جزءًا من الطبيعة، ليمكننا من تمديد الطبيعة من الحديقة إلى المدينة. |
| Özellikle de şu anda şehre doğru gelen şüpheli birşey var mı? | Open Subtitles | وتعرف.. أي شئ مشتبه به حاليا خاصة إذا كان متجه إلى المدينة |
| İkiniz orada saklandınız ve olacakları beklediniz sonra kaçtınız ve şehre doğru gittiniz, değil mi? | Open Subtitles | أنتما الأثنان إختبأتوا بالخلف هناك ثم تسللتم إلى الأسفل ورجعتم إلى المدينة , أليس كذلك ؟ |
| şehre doğru gelmeye devam et sen. | Open Subtitles | استمري في طريقكِ إلى المدينة وسأعاود الاتصال بك بأسرع ما يمكنني |
| şehre doğru giderken. | Open Subtitles | بينما أَرْكبُ إلى المدينةِ |
| Bunları, şehre doğru yürürken konuşalım. | Open Subtitles | لنتحدث في هذا الأمر في طريقنا إلى المدينة |
| Bay Sofanor, oldukça yaşlı bir adamdı, atını şehre doğru sürer kayıp olan kızını arardı kızı daha çocukken evi terketmişti. | Open Subtitles | الدون سوفنر، رجل عجوز يركب حصانه إلى المدينة بحثاً عن ابنته |
| Şimdi şehre doğru gidiyorum ve getir götür işi yapıyorum ve Glenda benimle gelmeni istiyor. | Open Subtitles | مياه تحت الجسر والآن عليّ الذهاب إلى المدينة وجلب بعض الحاجات هل تريدين الذهاب معي؟ |
| Çok sayıda adamın araçlarla şehre doğru yol aldığına dair bir bilgi aldık. | Open Subtitles | وردنا تقرير عن مجموعة كبيرة من الرجال على عربات متجهين إلى المدينة |
| Benim hikâyem, büyük şehre doğru büyülü bir yolculuğa çıkan erken gelişmiş bir çiftlik çocuğuyla alakalı. | Open Subtitles | قصتي عن فتى مزارع ناضج يأخذ رحلة سحرية إلى المدينة الكبيرة. |
| Birim 8, şüpheli şehre doğru yol alıyor. | Open Subtitles | الوحدة ثمانية إن الهدف يتجه إلى المدينة |
| Onlar büyük şehre doğru yola koyuldular. | Open Subtitles | كانوا فى طريقهم إلى المدينة الكبيرة |
| Kar botlarımdan birinin üzerinde şehre doğru gidiyordu minik kalbi bunu kaldırmadı. | Open Subtitles | كان ذاهباً إلى المدينة فى إحدى مزلاجاتى |
| şehre doğru yöneliyor. | Open Subtitles | إنها تتجه إلى المدينة |
| Sonra şehre doğru gittik ve altıncı oyunu Shea Stadı'nda izledik. | Open Subtitles | ثم ذهبنا إلى المدينة |
| Tommy ölümüne terk edilmeden önce şehre doğru gitmişsin. | Open Subtitles | لقد ذهبتي إلى المدينة قبل أن تترك جسد (تومي) للموت |
| Güneş batmaya başlarken, Suzuki toplantısını yapmaya devam ettiği şehre doğru gider. | Open Subtitles | عندما بدأت الشمس بالغروب ذهب (سوزوكي) إلى المدينة حيث يواصل مقابلاته |
| Ben Quinjet'te Bobbi, Mack ve Fitz-Simmons ile birlikte şehre doğru gideceğim. | Open Subtitles | سأتوجه إلى المدينة في الطائرة الثانية مع (بوبي)، (ماك)، و (فيتز-سيمونز). |
| şehre doğru giderken. | Open Subtitles | بينما أَرْكبُ إلى المدينةِ |