Her şey çok hızlı hareket ediyordu. Arabalar hızlıydı. İnsanlar, argo. | Open Subtitles | كل شيء كان يتحرك بسرعة، السيارات تتحرك بسرعة، البشر ، اللهجة |
Her şey çok sesiz ve sakindi. Sonra hatırladım ki, seni ne kadar özlediğimi. | Open Subtitles | كلّ شيء كان سلمي وهادىء عندها أدركت كم اشتقت إليك |
Şansımız yaver gidiyor. Çıkmaya başladığımızdan beri her şey çok güzel. | Open Subtitles | المزيد من الحظ الجيد, كل شيء كان على ما يرام منذ ان بدأنا في الخروج |
Sarhoş olmasaydın her şey çok güzel olacaktı. | Open Subtitles | كل شئ كان سيسير على ما يرام إذا لم يصيبك الثمل |
Gençken gördüğün şey odur her şey çok yakın görünür. | Open Subtitles | هذا ما ترينه في شبابك كل شئ يبدو قريب جداً |
Buradan bakınca her şey çok büyük ve çok hızlı yaklaşıyor gibi. | Open Subtitles | من فوق هنا , كل شيء يبدو كبير جدا وقادم بسرعة جدا |
Benim gördüğüm şey çok, hem de çok gerçekti. | Open Subtitles | حسناً، إن ما رأيته كان حقيقياً للغاية، |
Evet. Hayır, dostum, aslında, ilk kez her şey çok güzel. | Open Subtitles | أجل ، لا ، صديقي ، في الحقيقة ، لأول مرة كل شيء على ما يرام |
Fakat her şey çok garipti, ben bile sorunla başladım. | Open Subtitles | لكن كلّ شيء كان غريباً جـداً حتى أنا بدأت تساورني الشكوك |
Her şey çok açıktı ve şöyle düşündüm, | Open Subtitles | كل شيء كان باهرا جدا و اتذكر انني كنت افكر |
Her şey çok hoştu, hava bile sizin için açtı. | Open Subtitles | كلّ شيء كان رائع جداً حتى الطقس كان متعاوناً |
Çıkıp gelmeseydi her şey çok daha iyi olacaktı. | Open Subtitles | كل شيء كان سيكون على ما يرام لو فقط لم يحضر |
Çünkü yeni bir tedaviye başlamıştım her şey çok güzel gidiyordu, ve ben bu illeti gerçekten yenebileceğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | وهذا أمر سيء فعلاً لأنني كنت أؤدي طقوس العلاج وكل شيء كان بخير |
Her şey çok hızlı ilerliyordu, kutlayacak zamanımız bile yoktu. | Open Subtitles | كل شيء كان يسير بسرعة لدرجة أن لديهم الوقت بالكاد للاحتفال. |
Hayatın tehlikedeydi, her şey çok hızlı gelişti o kadar hızlıydı ki kendini yargılamayı bırak artık. | Open Subtitles | كنتَ في موضعٍ يهدد حياتك كل شيء كان يتحرك بسرعة كبيرة و لا لحظة لتفكر فيها |
'Her şey çok iyi gidiyordu, ta ki Jhumki bir gün aniden bayılana kadar.' | Open Subtitles | كل شيء كان على مايرام ، إلى أن فقدت جومكي الوعي في يوم من الأيام |
Sarhoş olmasaydın her şey çok güzel olacaktı. | Open Subtitles | كل شئ كان سيسير على ما يرام إذا لم يصيبك الثمل |
Her şey çok korkunçtu. Tam bir katliamdı. | Open Subtitles | اعني ان كل شئ كان فظيعا لقد كانت مذبحه |
Her şey çok güzeldi, çok hoş kendimi küçük bir kız gibi hissediyordum.. | Open Subtitles | * وكل شئ يبدو رائعاً * * و صحيحاً * * وحراً ، احسست أنني عدت لِصِباي * |
Ama onun yanında olmadığım zamanlarda... ..evet, her şey çok aptalca geliyor. | Open Subtitles | و عندما لا أكون بجانبه كل شيء يبدو سخيفا |
Yapmaya karar verdiğin şey çok cesurca ve güzel bir şey. | Open Subtitles | إن ما قررتَ فعله كان جسورًا وجميلًا. |
Peki, belki başlangıçta şüphelerim oldu ama sonunda her şey çok güzel oldu. | Open Subtitles | كل الحق، حسنا، وكان ل ربما شكوكي في البداية... ... ولكن كل شيء على ما اتضح حقا، لطيف حقا. |
Eğer gerçeği söylemiş olsaydın, her şey çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | لقد كانت الأمور ستصبح أكثر بساطة إذا كُنت قد قُُلت الحقيقة |
Ve her şey çok farklı olurdu. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا أشياء سَيَكُونُ مختلفَ الآن. |
Her şey çok ani gelişti. Sonra rapor edecektim. | Open Subtitles | لقد حدث الأمر سريعاً و لكنني سأقدم تقريراً بعد انتهائنا |
Validen buradaki tüm tutukluları salma emri geldiğinde zaten her şey çok kötü bir hâldeydi. | Open Subtitles | الأمور أصبحت بغاية السوء عندما وصلت أوامر من الحاكم. تقضي بإطلاق سراح جميع السجناء. |
Her şey çok hızlı bir şekilde tersine gitti. | Open Subtitles | -وتفاقم الوضع جدًّا بلمح البصر . |
Her şey çok güzel olacak. | Open Subtitles | كل شيء سيكون على ما يرام حسنا كل شيء سيكون على ما يرام |