Bu binadaki birisi buna benzer bir şey üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | شخص ما في هذا المبنى يعمل على شيء مثل ذلك |
Web geliştiricisi olarak çalıştığım işimde benden daha büyük olma ihtimali olan bir şey üzerinde çalıştığımı hissetmiyordum. | TED | خلال عملي كمطوّر مواقع، لم أشعر بأنني أعمل على شيء هام. |
Söylentilere göre orada çok büyük bir şey üzerinde çalışıyorlar ve kimsenin bunu öğrenmesini istemiyorlarmış. | Open Subtitles | و تقول الشائعات أنهم يعملون على شيء مهم و لا يريدون أن يعرف أحد بماهيته |
Bilemiyorum. Belki de yeni bir şey üzerinde çalışmalısın. | Open Subtitles | لا أعلم، ربما عليك العمل على شيء آخر جديد |
Yani, herkes kendi hayatını bir şey üzerinde öne sürüyor, | TED | إذاً، الجميع يراهنون بحياتهم على شئ ما، |
Jake, sadece Cheerioların büyük bir şey üzerinde çalıştığından... ve garip bir şekilde hiphop ve baleyi karıştıran yumuşak dans hamlelerinden birkaçının işimize yarayabileceğinden bahsetmek istedim. | Open Subtitles | جايك انا فقط اردت ان اذكر بان المشجعات يعملون على امر ضخم ونستطيع الاستفاده من حركاتك السلسه في الرقص |
Michael ve ben hemen hiçbir şey üzerinde anlaşamıyorduk. | Open Subtitles | أنا ومايكل لم نتفق على شيئ أبداً. |
Anlayabileceğim bir şey üzerinde çalışmaya başlayacağım--çim biçme makinesi. | Open Subtitles | سأعمل على شيء أستطيع التفاهم معه.. حصادة العشب. |
Taşınabilir bir kısa dalga vericisi ayarlayalım. Bunu sahada daha büyük bir şey üzerinde denemem gerek. | Open Subtitles | فلنصنع جهازاً محمولاً لبث الموجات القصيرة يجب أن أختبر الإشارة على شيء أكبر في الميدان |
Bunu kanıtlayabileceği bir şey üzerinde çalıştığını söylemişti. | Open Subtitles | .وقد قال انه يعمل على شيء قد يثبت صحة ذلك |
Ancak davalarımızı birleştirme kararı aldık çünkü tek bir şey üzerinde fikir birliğine vardık. | Open Subtitles | ولكن قررنا دمج َ الدعوى القضائية لدينا لكي نتفق على شيء واحد |
Sen ve eşin bir şey üzerinde anlaşamıyordunuz. | Open Subtitles | و أنتِ و زوجكِ، أنتما لم يمكنما الاتقاف على شيء واحد. |
Aslında yeni bir şey üzerinde çalışıyorum eminim beğeneceksiniz! | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا أعمل على شيء جديد سيرضيك بالتأكيد |
Sana yardım edebilecek bir şey üzerinde çalışıyoruz. Seni düzeltecek bir şey. | Open Subtitles | نحن نعمل على شيء ما ربما قد يُساعدك، يجعلك تتحسن |
Yeni bir şey üzerinde çalışıyor. Biraz yardıma ihtiyacı var, hepsi bu. | Open Subtitles | إنه يعمل على شيء جديد وكان بحاجة لبعض المساعدة، هذا كل ما في الأمر. |
Onları durdurabilecek bir şey üzerinde çalışıyoruz ama zamana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نعمل على شيء ربّما يوقفهم، لكنّنا نحتاج مزيدًا من الوقت. |
Yükleme için de başka bir şey üzerinde çalışıyoruz. - Tünel olmayacak. | Open Subtitles | ،ونحن نعمل على شيء آخر لتقترحه .لن يكون نفقاً |
Keşke ama başka bir şey üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | ليتني أستطيع لكني ما زلت أعمل على شيء آخر |
Bilmenizi isterim ki yeni bir şey üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعلمك بأنّي أعمل جاهدًا على شيء جديد |
Çünkü çok özel bir şey üzerinde çalışıyoruz. | TED | السبب هو أننا نعمل على شيء خاص. |
İnsanların kırmızı ışıkta beklerken iki saniyeliğine dinleyecekleri bir şey üzerinde aylarca çalışmak çok saçma. | Open Subtitles | و ليس له معنى ان نعمل على شئ لشهور لشخص ما يستمع له لثانيتين في فترة إنتظاره بالسيارة عند الإشارة الحمراء |
Lucy'yle sonunda konuştuk ve tek bir şey üzerinde anlaştık. | Open Subtitles | انا ولوسي اخيراً تحدثنا واتفقنا اخيراً على امر واحد |
Belki de bir şey üzerinde çalışmalıyız. | Open Subtitles | ربّما، يجدر بنا العمل على شيئ ما. |