Tessa Marchetti'nin bir şey bildiği yok ve sizin tarafınızda. | Open Subtitles | تيسا ماركيتي) لا تعلم شيئاً) وهي إلى جانبك |
Phoenix polis merkezinin bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | "فوينكس بي دي" لا تعلم شيئاً عن هذا |
Bu oğlanın bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | هذا الصبي لا يعرف شيئاً |
Bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | إنه لا يعرف شيئاً. |
Kendini önemli biri sanıyor, sanki her şeyi biliyormuş gibi ama bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | يعتقد بأنه رجل كبير وانه يعلم كل شيء ولكنه لا يعرف أي شيء |
Çok ısrarcı davranıyor, çünkü bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | إنه يصرّ بشدة لأنه لا يعرف شيء |
Bir şey bildiği yok. Bilseydi bile söylemezdi. | Open Subtitles | هو لا يعلم شيئاً لن يخبرك لو فعلها |
Phoenix polis merkezinin bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | "فوينكس بي دي" لا تعلم شيئاً عن هذا |
Bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | هي لا تعلم شيئاً. |
Ruthie'nin not hakkında bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | إنّ (روثي) لا تعلم شيئاً بشأن الرسالة |
Bir şey bildiği yok! Kim o? | Open Subtitles | هو لا يعرف شيئاً - من؟ |
- Bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | -إنه لا يعرف شيئاً |
Hiçbir şey bildiği yok. | Open Subtitles | لا يعرف شيئاً. |
Raphael'ın liderlikle ilgili bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | رافائيل لا يعرف أي شيء عن القيادة |
Bir şey bildiği yok! Yuh! | Open Subtitles | انه لا يعرف أي شيء - انه مُحتال - |
Bırak onu, bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | دعه وشأنه. إنه لا يعرف شيء |
Oğlanın bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | الولد لا يعرف شيء |
O zaman bu tamamen zaman kaybı. Bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | إذن فهذه مضيعة للوقت إنه لا يعلم شيئاً |
-bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | -إنه لا يعلم شيئاً |