Dawn bir şey biliyor olsa bile şu anda bize yardım etmez. | Open Subtitles | حتي لو أن داون تعرف شيئاً فهي من الواضح لن تساعدنا |
Bir hırsızlığı araştırıyorum bir şey biliyor mususn? | Open Subtitles | إنني أحقق في جريمة اقتحام هل تعرف شيئاً عن هذا؟ |
Tekne asla gelmeyecek diyordu. Öyleyse bir şey biliyor! | Open Subtitles | إذن إنه يعرف شيئاً ما إنه ليس مجنوناً كما نظنه |
Bu konuda bir şey biliyor olamazsın, değil mi? Benim inle cinle işim olmaz. Ödümü koparırlar. | Open Subtitles | هل تصادف انك تعرف شيئا عن هذا ؟ انا لا اقحم نفسي مع العفاريت فهم يخيفوني |
Arabalar hakkında çok şey biliyor. Bu da otopark işini açıklayabilir. | Open Subtitles | إذاً هو يعرف عن السيارات وهو ما يفسر وضعية حركة السيارة |
- Soygunlar hakkında bir şey biliyor mu? | Open Subtitles | هل تعتقد انه يعلم شيئاً عن هذه السرقات ؟ لقد سألنى بعض الاسئله الغريبه |
Kuş anatomisi ve patolojisi hakkında yaşayan herkesten daha çok şey biliyor. | Open Subtitles | يعرف الكثير عن علم التشريح وعلم أمراض الطيور أكثر من أيّ رجل على قيد الحياة |
Ve uzmanların steroidler hakkında daha çok şey biliyor olsalar da, bunları haberleri izleyerek öğrenemeyeceğinize emin olun. | Open Subtitles | وبالرغم من أن الخبراء ..يعرفون الكثير عن السترويد فأنت بالتأكيد لن تعرف شيئاً من مشاهدة الأخبار |
Yedi yıl önce burada olanlarla ilgili bir şey biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف شيئاً عمّا حصل هنا قبل سبعة أعوام ؟ |
Sanırım bir şey biliyor. | Open Subtitles | لديها نظرة ماكرة في عينها أظن بأنها تعرف شيئاً ما |
Sadece konuşmak istediğinizi söyleyin, bakalım kadınların peşindeki muhteşem zeka hakkında bir şey biliyor mu. | Open Subtitles | أخبروه أنكم تودون التحدث إليه فحسب لتروا إن كان يعرف شيئاً عن الشخص البارع الذي يطارد هؤلاء النساء |
Öyle olunca düşündüm de o dün senin orada devraldığın cinayetle ilgili bir şey biliyor olabilir. | Open Subtitles | ممّا يجعلني أعتقد أنّه قد يكون يعرف شيئاً عن جريمة القتل التي استلمتها البارحة. |
Düşün. Eğer gerçekten bir şey biliyor olsaydı soru soruyor olmazdı. | Open Subtitles | فكّر، لو كان يعرف شيئاً مؤكداً، لم يكن ليطرح الأسئلة. |
Elizabeth, benim canlandırılmamdan önceki tecrübeler hakkında bir şey biliyor musun? | Open Subtitles | إليزابيث، هل تعرف شيئا عن التجارب السابقة قبل عملية إحيائي؟ |
Ayrıca onur ve özgürlük konusunda sizden çok daha fazla şey biliyor. | Open Subtitles | هو يعرف الكثير عن الشرف والحرية أكثر مما تعرف أنت |
Evet. Ama korkarım bizim bilmediğimiz bir şey biliyor. | Open Subtitles | أجل، لكنني أخشى بأنه يعلم شيئاً لا نعلمه |
Füzeyi gördü. Çok şey biliyor ve onun ölmesini istiyorum. | Open Subtitles | لقد شاهد الاسلحة وهو يعرف الكثير اريده ميتا |
DBS'nin iade politikası ile ilgili bir şey biliyor musun? | Open Subtitles | انفقها بحكمة هل تعلم شيئاً عن سياسى "دى بى اس"؟ |
Henüz emin değiliz. Eğer kitap hakkında bir şey biliyor musunuz? | Open Subtitles | لسنا متأكدين بعد هل تعرفين شيئاً عن الكتاب ؟ |
Bir şey biliyor ama söylemiyor. Bunda bir tuhaflık var. | Open Subtitles | انه يعرف شيئا لا يقوله شيئا ليس جيدا حول هذا الشأن |
Acayip bir şey. O benim hakkımda çok şey biliyor, bense hiç. | Open Subtitles | أعني مدهش أنها تعرف الكثير عني ولا أعرف شيئاً عنها |
Adi hergele. Clay Davis bizim bilmediğimiz bir şey biliyor olmalı. | Open Subtitles | اللعنة ، لابد أن (كلاي دايفس) يعلم شيئا لا نعلمه |
Vargas minibüste uyumadıysa düşündüğünden daha çok şey biliyor olabilir. | Open Subtitles | لذا ,حتى لو أن -فرغاس- ينام في مؤخره الشاحنات هو يعلم اشياء اكثر مما يعتقد انه يعرفها |
Göründüğünden daha çok şey biliyor diyebilirim | Open Subtitles | أتمزح؟ كلا صدقني، هذا الفتى يعرف أكثر مما يبدو عليه |
Dr. Lee elimizdeki en iyi eleman ve Teal'c Goa'uld silahları hakkında benden daha fazla şey biliyor. | Open Subtitles | الدكتور لي هو أفضل ما عندنا وتيلك يعرف المزيد عن أسلحة الجؤولد. |
Sonuç şu ki işgalcilerimiz kurbanları hakkında fazlaca şey biliyor gibiler. | Open Subtitles | المقصد هو أنّّه يبدو أنّ غُزاة المنازل يعرفون الكثير عن ضحاياهم. |