| şey farklı görünüyor eğer Şimdi, hatırlıyorum, hemen geri almak için bu başka bir şişe var. | Open Subtitles | الآن تذكر ، إذا وجدت أي شيء مختلف لديك زجاجة أخرى من هذه لتعيدك إلى هنا فوراً |
| Keşke farklı olsaydım. Keşke her şey farklı olsaydı. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت مختلفاً أتمنى لو كان كل شيء مختلف |
| Ve bugün, Haryana'daki bir okula gittiğinizde, her şey farklı görünüyor. | TED | إذًا اليوم، عندما تذهب إلى مدرسة في هاريانا، تبدو الأمور مختلفة. |
| Daha önce buraya hiç gelmemiş. Sanırım her şey farklı görünmüş. | Open Subtitles | لم يأت هنا من قبل أظن الأمور مختلفة عليه قليلاَ |
| O andan sonra her şey farklı oldu. | Open Subtitles | منذُ تلك اللحظة، أصبح كُل شيء مُختلف تماماً. |
| Şimdi her şey farklı. | Open Subtitles | كل شيء تغير الآن. |
| Tüm kasetleri inceledim ama görüntüler değişip her şey farklı oluveriyor. | Open Subtitles | أنا لم مرت جميع الأشرطة. لكن لقطات يقفز فجأة وكل شيء مختلف الحقيقي. |
| -Her şey farklı yerlerde. -İyi, beni uyardınız işte. | Open Subtitles | كل شيء مختلف - جيد , حسناً , لقد قمت بتحذيري - |
| Ama artık bitti. Şimdi her şey farklı oldu. | Open Subtitles | لكن ليس بعد الآن اليوم كل شيء مختلف |
| Hiç rahat edemedim Bugün her şey farklı geliyor gözüme. | Open Subtitles | أنــا غير مرتـــاح. كل شيء مختلف اليوم. |
| Yardım için ona yalvardın ve hayatına şöyle bir bakıyorsun ve yine hiçbir şey farklı değil. | Open Subtitles | "لقد ترجيته للمساعدة" "والآن انظر لحياتك من حولك لا شيء مختلف" |
| Bak, burası gerçekten çok güzel, ve sizler çok kibarsınız, ama her şey farklı. | Open Subtitles | ...إنظروا, المكان جميل هنا وأنتم لطيفان جداً. لكن كل شيء مختلف |
| Yüzün ve vücudun artık onarılabilir ancak şu anda her şey farklı. | Open Subtitles | ووجهك وجسدك سيتم معالجتهم الآن بالطبع ولكن الأمور مختلفة كثيرا الآن |
| Seninle takılmak eskiden eğlenceliydi. Ama şimdi her şey farklı. Bilirsin, insanlar büyürler ve hatalarına devam ederler. | Open Subtitles | صحيح, إلا أنّ الأمور مختلفة الآن, تعلمين, الناس تكبر بالسّن, ينتقلون, يعيشون حياتهم الخاصّة. |
| Bazen düşünüyorum ki eğer biraz daha cesur olsaydım bugün çok şey farklı olabilirdi. | Open Subtitles | أحياناً، أظنُّ لو أنني كنت أشجع قليلاً لكانت الأمور مختلفة اليوم. |
| Bence üzerinden çok zaman geçti. Hem her şey farklı artık. | Open Subtitles | أعتقد أنه ربما مر وقت طويل، وكل شيء مُختلف هنا |
| Geri döndüğünde her şey farklı olabilir. | Open Subtitles | -قد يكون كل شيء تغير فور عودتك |
| Bugünün ışığında baktığım her şey farklı görünüyordu. | Open Subtitles | وفي ضوء النهار، بدا كل شيء مختلفا تماما. |
| Buldum. Bir şey farklı demiştim ya? Ne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | عرفته، ثمّة شئ مختلف وإنني أعلمه. |
| Ama şimdi geri döneceğim ve her şey farklı olacak. - Hayır, olmayacak. | Open Subtitles | و الان عندما اعود ستصبح الامور مختلفة |
| Keşke onu unutabilseydim. Keşke her şey farklı olabilseydi. | Open Subtitles | اتمنى ان استطيع ان انساه اتمنى لو كان الأمر مختلف |
| Keşke her şey farklı olsaydı. | Open Subtitles | أتمنّى الأشياء كانت مختلفة من كم هم. |
| Öyle olsaydı her şey farklı olabilirdi. | Open Subtitles | ربما لو كان لدي لكان الوضع مختلف |
| Şimdi o çocuk bizimle olsaydı, her şey farklı mı olurdu? | Open Subtitles | هل كانت ستختلف الأمور لو كان ذلك الطفل معنا الآن بدلاً من ذلك ؟ |