Gerçekten hiçbir şey söylememem gerekir, çünkü gerçekten bana çok para kazandıracakmış gibisin, ama, biliyorsun, insanların sorunlarının çaresi, her zaman o turuncu kutulardaki haplar değildir. | Open Subtitles | أنا حقاً يجب أن لا أقول شيئاً لأنك تبدين رائعة جداً في عملك لكن الحبوب في تلك الزجاجة البرتقالية |
Bir şey söylememem gerektiğini biliyordum ama bekleyemedim. Bekleyemedim işte. | Open Subtitles | أعرف بأنّه ليس من المفترض أن أقول شيئاً ولكن لم أستطع منع نفسي |
Muhtemelen bir şey söylememem daha iyi olurdu. | Open Subtitles | اسمعي، ربما لم يكن عليّ أن أقول شيئاً أمامك. |
Resmiyet kazanana kadar bir şey söylememem gerektiğini sanıyordum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه من المفترض قول شيء حتى يصبح الأمر رسمياً |
Dinle dostum bir şey söylememem gerekiyor döndüğümüzde Marley Glee'den ayrılacak. | Open Subtitles | أسمع يارجل لا يجب علي قول شيء ولكن ولكن مارلي ستنسحب من نادي جلي عندما نعوزد |
Söyleyeceğim her şey yalan olacak, bu yüzden hiçbir şey söylememem daha iyi. | Open Subtitles | اي شي كنت ساقولة كان ليكون كذبه لذا بدا من الافضل عدم قول شيء |
Lütfen ona söyleme. Hiçbir şey söylememem gerekiyordu. | Open Subtitles | أرجوك لا تخبريه, لا يجب أن أقول شيئاً. |
Üzgünüm bir şey söylememem gerekirdi. | Open Subtitles | أسفة، ما كان يجب أن أقول شيئاً. |
Bak, muhtemelen hiçbir şey söylememem gerekiyordu. | Open Subtitles | ربما لم يجب أن أقول شيئاً. |
Hiçbir şey söylememem gerekiyor. | Open Subtitles | لا يجدر بي قول شيء, |