Zavallı Bay Treves, öldüğü gece çok geçerli bir şey söylemişti. | Open Subtitles | المسكين السيد تريفز فى ليلة موته قال شيئا وثيق الصلة جدا |
Çok tatlı ve harika bir şey söylemişti, ben de yazdım. | Open Subtitles | قال شيئا لطيفا و مذهلا تماما و أنا قمت بكتابته |
Ama bi keresinde öyle doğru bir şey söylemişti ki... | Open Subtitles | ومع ذلك, قال شيئاً واحداً قد يكون هو لب الحقيقة |
Annemin son eşi Malcolm da, buna benzer bir şey söylemişti. | Open Subtitles | زوج أمي الأخير، مالكم، قال شيئاً شبيهاً بهذا |
Ama çok iyi bir arkadaşım bana bir şey söylemişti. | Open Subtitles | لكن صديق عزيز أخبرني بشيء |
Dean, bir şey söylemişti. | Open Subtitles | أتعلم " دين " أخبرني بشيء |
Son konuşmamızda, bir tür bilgiyi izlemek hakkında gizemli bir şey söylemişti. | Open Subtitles | في آخر مرة تحدثنا، قال شيء غامض عن انه يتبع أثراً ما |
Hatırlıyorum da, bir gün bana korkunç bir şey söylemişti: | Open Subtitles | ذات يوم، أنا أتذكر، قال شيئا مريعا: |
Yargıç da davamda buna benzer bir şey söylemişti. | Open Subtitles | القاضى فى مرافعتى قال شيئا مماثلا |
Hey, biliyor musun. Baya bir şey söylemişti. Sonra oldukça uçuk bir şeyler daha anlattı. | Open Subtitles | أتعلم، هذا يطابق كلامه لي ثم قال شيئاً جنونياً |
Beni evine getirdiği gece karavanda öyle bir şey söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال شيئاً كهذا بتلك الليلة في المقطورة الليلة التي أحضرني بها لمنزلك |
Ben üniversitedeyken bir profesörüm vardı hâlâ hatırladığım bir şey söylemişti. | Open Subtitles | ...عندما كنتُ عندما كنتُ في مدرسة التخرّج ...كان هنالك بروفيسور قال شيئاً لا زلتُ أذكره |
O da telefonda buna benzer bir şey söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال شيئاً كهذا تماماً على الهاتف. |
Hayır, bir kaç gün önce tuhaf bir şey söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال شيء غريب قبل بضعة أيام |
Çarpışmadan önce bir şey söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال شيء قبل الحادث |