ويكيبيديا

    "şeydir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الشيء
        
    • أمرٌ
        
    • شيء
        
    • شيءُ
        
    • شيءٌ
        
    • الشيءُ
        
    • هو ما
        
    • هو أمر
        
    • إنه
        
    • هي الشّيء
        
    • ماعدا الصداقة
        
    • شي في على
        
    Bu laboratuvarda takımım ile birlikte üzerinde çalıştığım en önemli şeydir. TED و هذا هو الشيء الأساسي الذي أعمل عليه مع فريقي بالمختبر
    Whistler'ın Annesi'nin örtüsünü açmak bu Müze'de olmuş en önemli şeydir. Open Subtitles الكشف على أم ويستلر الشيء الأكثر أهمية للحدث في هذا المعرض
    Sanat zamanın sınavına güzelce ve incelikle katlanan bir şeydir. Open Subtitles الفن هو الشيء الذي يصمد أمام اختبار الزمن بجماله وزينته
    Mutlu sonun ihtimaline dahi inanmak oldukça güçlü bir şeydir. Open Subtitles الإيمان حتّى بإمكانيّة حصول نهاياتٍ سعيدة هو أمرٌ قويٌّ جدّاً.
    Sebebi ve sonucu doğru tayin etmek dünyadaki tüm farklılıkları yaratan şeydir. TED إدراك السبب والأثر الحقيقيين في كل شيء يصنع تغيير جذري في العالم.
    O birisini gezegenin yüzeyinde ordan buraya göndermek için bir şeydir. Open Subtitles إنه شيءُ واحد لإرْسال شخص ما هنا وهناك على سطحِ الكوكبِ
    Bir kadın için üstüne silah doğrultulmuş olunması bambaşka bir şeydir. Open Subtitles بالنسبة لأمرأة, أن ترى مسدساً موجهاً إليها هو شيءٌ مختلف بالكامل.
    Bu hayatta bir şeylere anlam katan tek şeydir aşk. Open Subtitles فالحبّ هو الشيء الوحيد الذي يسبغ معنىً على هذه الحياة
    Emma'nın senin müziğinden daha sıkıcı bulacağı tek şey, benim yaptığım şeydir. Open Subtitles الشيء الوحيد التي تحبه ايما ما عدا موسيقاك هو ما اقوم به
    Ama onları suçlayamam muhtemelen son bir ayda başlarına gelen en ilginç şeydir. Open Subtitles ربما هذا هو الشيء الأكثر إثارة الذي حدث في هذا المكان منذ شهر
    Ya da hepsi bir sembol veya işaret gibi bir şeydir. Open Subtitles أو هذا الشيء هو رمز أو علامة أو شيءٌ من هذا
    Bilmiyorum, yani, futbol, bu gezegende birlikte yapmayı kabul ettiğimiz tek şeydir. TED لا أعرف، كرة القدم هي الشيء الوحيد على هذا الكوكب الذي نستطيع جميعاً أن نتّفق على فعله سوياً.
    ivme ölçer sensörüne bakmadı. İvme ölçer akıllı telefonun dikey yönelmesini saptayan şeydir. TED مقياس التسارع هو الشيء الذي يحدد الإتجاه العمودي للهاتف الذكي.
    Pekala, sanat sorular yapar ve liderlik ise çok fazla soru soran bir şeydir. TED لذلك الفن يصنع الاسئله ، و القيادة هو الشيء الذي يطرح الكثير من الأسئلة.
    Yapamayacağım söylendi, ki bilirsiniz bu sizi gaza getiren şeydir. TED وقيل لي في ذلك الوقت أني لن أتمكن من القبام بذلك وهو الأمر الذي طالما نسمع الناس تردده وهو الشيء الذي يحفزك للقيام به.
    Aynı şeyi bende tartışırım, sürdürülebilirliği sağlayan ne ise size daha yüksek yaşam kalitesi veren de aynı şeydir. Ve o da, yürünebilir bir yerde yaşamaktır. TED أود أن أجادل في نفس الشيء أن ما يجعلك استدامي أكثر هو ما يتيح لك نوعية حياة أرقى، وهذا العيش في حي متجوله.
    Bir yetişkinin bir çocuğa vurması çok kötü bir şeydir. Open Subtitles عندما يقوم البالغ بضرب الطفل, فإن ذلك أمرٌ سيءٌ للغاية.
    Ama en sonunda düşünerek mantığıma oturttum. Belki bu benim kendimi sunuş şeklimle alakalı, belki de sadece start-up'ıma özgü bir şeydir. TED لكن في النهاية بررتها ظناً أنه يمكن أن يكون لهذا علاقة بطريقتي في تقديم نفسي أو أنه فقط شيء مميز لشركتي الناشئة.
    Bilirsiniz, efendim, ağız hijyeni, büyük şehirlerdeki polislerin pek dikkate almadığı bir şeydir. Open Subtitles تَعْرفُ، سيدي، نظافة الفم شيءُ شرطة المدينةِ الكبارِ يُشرفونَ عليه.
    Seks; aletini yalatan, kıçını emdiren şeydir ama yakınlık başka bir şeydir. Open Subtitles الجنس هو أن يُمصَ قضيبك أو مؤخرتك، لكن الحميمية هي شيءٌ آخر.
    Aslında şerif olmak, isteyeceğim son şeydir, ama ben bir yemin ettim. Open Subtitles تَعْرفُ، شخصياً، أنْ اكُونَ مُديرَ شرطة الشيءُ الأخيرُ أُريدُ، لَكنِّي أقسمتُ قَسَماً،
    İnsan ve hukuk arasındaki bu ilişkideki değişim doğru olan şeydir. TED هذا التحول في العلاقة بين الناس والقانون هو ما يجب عمله.
    Belirsizlik çok kötü bir şeydir. Evrimsel olarak kötüdür. Eğer onun yırtıcı bir hayvan olup olmadığından emin değilseniz, çok geç. TED الآن، الشك شيء سيء للغاية. إنه من الناحية التطورية هو أمر سيئ. إذا كنت غير متأكد أن ذلك مفترس، سيكون الأمر متأخرا جدا.
    Olmaması gereken, ama olan bir şeydir. Open Subtitles هي الشّيء الذي يجب أن لا يحدث، لكنّه يحدث.
    Hele ki kardeşten öteyse daha güzel bir şeydir. Open Subtitles {\r\1cH0000FF\t(0,$ldur,\1cHB00006)} {{\fad(500,500)} آ¶ ماعدا الصداقة اللتي تكون ضعيفه آ¶0
    Arkadaşlık en güzel şeydir... Open Subtitles {\r\1cH0000FF\t(0,$ldur,\1cHB00006)} {{\fad(500,500)} آ¶ الصداقة انها افضل شي في على الاطلاق آ¶0

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد