ويكيبيديا

    "şeyi yapmaya" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فعل الشيء
        
    • فعل ما
        
    • القيام بالأمر
        
    • لفعل ما
        
    • فعل شيء
        
    • يفعل ما
        
    • القيام بما
        
    • فعل الشئ
        
    • عمل الشيء
        
    • أفعل ما
        
    • فعل الأمر
        
    • للقيام بما
        
    • لأفعل ما
        
    • بفعل ما
        
    • القيام بالشيء
        
    - Asıl önemli olan cidden doğru şeyi yapmaya çalışan adam gibi görünüyor. Open Subtitles ... كل ما يهم هو أنه يبدو أنه يريد فعل الشيء الصحيح فعلاً
    Yoksa istediğimiz şeyi yapmaya mı çalışıyor ve bir problem mi oluyor? TED أم أنه يحاول فعل ما نطلب منه وقد كان هناك مشكلة ما؟
    Doğru şeyi yapmaya çalıştığımı biliyorsunuz. Bunların ardımızda bırakıp aileyi tekrar toparlamaya yardım edin. Open Subtitles أنا أحاول القيام بالأمر الصائب هنا بمحاولة لم شمل العائلة
    Neyle karşılaşacağımı bilmiyordum ama onu kurtarmak için her şeyi yapmaya hazırdım. Open Subtitles لم أكن أعرف من الذي سأواجهه لكنني كنت مستعدا لفعل ما هو ضروري لأنقاذها
    Hem gerekli hem de imkansız hissettiren bir şeyi yapmaya çalışmanın acısı. TED يتلوى ألمًا من محاولة فعل شيء يبدو ضروريًا ومستحيلًا في آن واحد.
    Herkes istediğini almak için yaptığı şeyi yapmaya devam ediyordu, uyuşturucu satıcıları, hırsızlar, kan bankası. TED الكل هناك كان يفعل ما يفعله ليأخذ ما يريد، تجار المخدرات، اللصوص، بنك الدم.
    Yaptığınız şeyi yapmaya devam eder miydiniz? TED وهل تفكري في الاستمرار في القيام بما كنت تقومين به؟
    Sanırım Lily şirketle ve senin mahkumla doğru şeyi yapmaya çalışıyor. Open Subtitles اعتقد أن ليلي تحاول فعل الشئ الصحيح بالشركة وبصديقك المسجون أيضا.
    - Sadece doğru şeyi yapmaya çalışıyorum. - Çok yanlış yapıyorsun. Open Subtitles فقط احاول عمل الشيء الصحيح خاطئه تماماً.
    Yarılmış omurga bel kemiği olan bir adam nasıl kendisini yürümeye zorlayamazsa, o da kendisini doğru şeyi yapmaya zorlayamaz. Open Subtitles إنّه لا يستطيِع إجبار نفسه على فعل الشيء الصحيِح مثل الرجُل الذي لديه قطع في العمود الفقري ويجبر نفسُه على المشي.
    Winston Churchill'in bir sözü vardır, gerçi gerçekten söyledi mi bilmiyorum ama söylediği iddia ediliyor. "Amerikalılar bütün olasılıklar tükendikten sonra doğru olan şeyi yapmaya geçer." TED يزعم أن وينستن تشيرشل قال، لا أدري إن قال أي شيء لكن يزعم أنه قال أن يمكن التعويل دائما على الأمريكيين في فعل الشيء الصحيح بعد استنفاد كل الطرق الأخرى.
    Sadece inandığınız şeyi yapmaya devam edersiniz, ne kadar çılgınca olduğu önem taşımaz. Open Subtitles أنت تستمر في فعل ما يبدو عليك أنك تفعله, مهما بدا الأمر جنونياً
    Sadece inandığınız şeyi yapmaya devam edersiniz, ne kadar çılgınca olduğu önem taşımaz. Open Subtitles أنت تستمر في فعل ما يبدو عليك أنك تفعله, مهما بدا الأمر جنونياً
    Doğru şeyi yapmaya çalışıp tamamen berbat eden insanlar hakkında azıcık bilgim var. Open Subtitles أعرف قليلاً كيف يحاول الناس القيام بالأمر الصائب و أفساد الوضع
    Doğru şeyi yapmaya çalıştığım için öz kızım benden nefret ediyor. Open Subtitles احاول القيام بالأمر الصحيح وابنتي تكرهني
    Buraya, sizin yapmamdan korktuğunuz şeyi yapmaya geldim. Open Subtitles جئت الى هنا لفعل ما كنت خائفا منه رئيس تشا
    Çünkü ölümünden sonra, belki bir süre ağlayacaksın ama daha sonra sevdiğin şeyi yapmaya devam edeceksin. Open Subtitles لأنه بعد موته تبكي لفترة و من ثم تعود لفعل ما تحب
    Birkaç hafta önce, böyle bir şeyi yapmaya gücünüz yoktu. Open Subtitles منذ بضعة أسابيع، ما كنتما لتقدران على فعل شيء كهذا
    Bazılarımız buna yürekten inandı ve istedikleri her şeyi yapmaya başladılar. Open Subtitles البعض استغل قدراته و بدأ يفعل ما يريده هو
    Sayın Hâkim, müvekkilim doğru şeyi yapmaya çalıştığını söylüyordu. Open Subtitles جلالتك.. لقد كان موكلي يحاول القيام بما هو صحيح
    Baba, Lex doğru şeyi yapmaya çalışıyor. Open Subtitles أبي، يحاول "ليكس" فعل الشئ الصواب
    Burada doğru şeyi yapmaya çalışıyorum. Open Subtitles نعم, انا احاول عمل الشيء الصحيح هنا
    Gün bitene kadar, ...yatak birleştirilmiş ve duvara gizlenmiş olacak. Çünkü hoş kızların yüzyıllardır yaptığı şeyi yapmaya karar verdim. Open Subtitles لأنني قررت أن أفعل ما تفعله الفتيات لمدة قرون
    Doğru şeyi yapmaya çalıştığında, kızın size kedisini öldürdüğünüz için bağırması berbat bir şey. Open Subtitles أجل صاح . الأمر سيء حينما تحاول فعل الأمر المناسب و بعدها تصرخ في وجهها لقتلك قطها
    Yani araştırma yok, yenilik yok uğruna tıbba girdiğimiz şeyi yapmaya fırsatımız yok. Open Subtitles إذا لا أبحاث، أو إبداع، ولا فرصة للقيام بما دخلنا الطب للقيام به.
    Vay be. Bu adamın yaptığı şeyi yapmaya asla cesaret edemezdim. Open Subtitles ما كنت لأمتلك الشجاعة لأفعل ما فعله هذا الرجل
    Ve en iyi yaptığımız şeyi yapmaya hırsızları pataklamaya devam ettik. Open Subtitles و القيام بفعل ما برعنا في عمله القضاء على الحثالة المجرمين
    Doğru şeyi yapmaya çalıştığını biliyor. Open Subtitles أنه يعلم أنك كنت تحاول القيام بالشيء الصحيح

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد