Ya önce vurulup suya atıldı ya da önemli bir şeyin peşinden suya atladı. | Open Subtitles | حسناً، إما أنه أصيب بالطلق الناري أولاً ثم أُلقي في المياه، أو أنه نزل للمياه خلف شيء ما مهم |
Hiç yakalayamamağın bir şeyin peşinden koşmak hiç eğlenceli değil. | Open Subtitles | انه ليس ممتعاً أن تسعين خلف شيء لن تحصلين عليه أبداً |
Bu nedenle yeni bir şeyin peşinden gitmeyi düşünmek beni hep korkuttu. | Open Subtitles | لذا أرعبني التفكير بالسعي خلف شيء جديد |
Bu nedenle yeni bir şeyin peşinden gitmeyi düşünmek beni hep korkuttu. | Open Subtitles | لذا أرعبني التفكير بالسعي خلف شيء جديد |
Ama yara alacak olsam da hissettiğim bir şeyin peşinden gitmek isterim. | Open Subtitles | ان اذهب خلف شيء أدركه، حتى لو تألمت |