Oğlu bir şeyler biliyor olabilir. Onu tekrar denemek istiyorum. | Open Subtitles | الأبن ربما يعرف شيئاً أخر سأذهب وأحاول معه مرة أخرى |
Sırf bizim hakkımızda bir şeyler biliyor diye ne yaptın? | Open Subtitles | . فقط لمجرد أنه يعرف شيئاً عنا ، وما فى ذلك ؟ |
Ne olduğunu bilmiyorum ama bu kadın bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | لا أعرف على ماذا و لكن تلك المرأة تعرف شيئاً |
Sence yazı işleri müdürü meteor yağmuru ile ilgili bir şeyler biliyor mudur? | Open Subtitles | أتعتقد بأن المحرر يعلم شيئاً عن سقوط النيازك |
Bir şeyler biliyor ve konuyu bir tek sana söylemiştim. | Open Subtitles | -حسنا إنه يعلم شيئا ما و أنت الوحيدة التي اخبرتها |
İş bağlantılarınızın olduğu kişiler bir şeyler biliyor olabilir. | Open Subtitles | انظر إذا كان أحد الذين يعملون في مجالك قد يعرف شيئا |
Peki tanrıyı geçelim de Akatsuki hakkında bir şeyler biliyor olmalısın. | Open Subtitles | دعك من إلهك هذا على الأقل لابد أنك تعرف شيئا عن الأكاتاسكي |
Sana bir şey diyeyim, o adam bir şeyler biliyor. Bunu saklamayı da hiç beceremedi. | Open Subtitles | أخبرتُـك بأنّ تلك القطة تعلم شيئاً يبدو إنّه مقدم على عمل سيء ويخفيه |
Gibbs, onu tutuklamamız gerektiğini biliyorum, ama hapiste olsun olmasın, o kadın seninle ilgili şeyler biliyor. | Open Subtitles | انتظر، (غيبز)، أعرف أن علينا إلقاء القبض عليها، لكن في السجن أو خارجه، فهي تعرف أشياء عنك، |
Belli ki, Olivia bizim bilmediğimiz bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | لا شك أن أوليفيا تعرف أموراً لا نعرفها |
Bütün çalışanlarla tek tek konuş. Birileri bir şeyler biliyor olmalı. | Open Subtitles | اسألوا كل موظف ولا تتركوا واحداً لا بد أن أحدهم يعرف شيئاً |
Onunla konuşmalısın. Raymond'ın cinayeti hakkında bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | عليك التكلم معه، إنه يعرف شيئاً عن مقتل ريموند |
Atların etrafında çalışıyorsa, o zaman bir şeyler biliyor olabilir. | Open Subtitles | حسناً ، إنّه يعمل حول الخيول فأعتقد أنّه قد يعرف شيئاً |
Bu yüzden, en yakın akrabasıyla ilgili bir şeyler biliyor olmalısın. | Open Subtitles | لذا أخالك تعرف شيئاً بخصوص أقرب أقربائه ولا ريب |
Daha çok iş stresi falan, ama davalarıyla ilgili konuşmuşsa, o zaman psikoloğu bir şeyler biliyor olabilir. | Open Subtitles | ،وغالباً ضغط عمل ،لكن لو أنه تحدث عن قضاياه فلعلها تعرف شيئاً |
Şirketin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olarak bir şeyler biliyor olabilirsiniz diye düşündük. | Open Subtitles | توقعنا بصفتك المُؤسس والرئيس التنفيذي، فإنّك قد تعرف شيئاً حيال ذلك. |
Adam bir şeyler biliyor. Yardım edebileceğim başka bir husus var mı bilmiyorum, arkadaşlar. | Open Subtitles | ـ هذا الرجل يعلم شيئاً ـ لا أعلم ما يمكنني مساعدتكم به غير هذا يارجال |
Biri bir şeyler biliyor olmalı. | Open Subtitles | لابد من أن شخصاً يعلم شيئاً بشأنها |
Çocuk çaresiz durumda. Söyleyemediği bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | لم أفرغ منه بعد هو يعلم شيئا لا يريد قوله |
Annem hatta babam hakkında bir şeyler biliyor olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان يعرف شيئا بخصوص والدتي أو حتى والدي. |
- Et ile ilgili bir şeyler biliyor gibisin. - Biliyor musun? | Open Subtitles | "يبدو أنك تعرف شيئا بخصوص "اللحم - هل تعرف شيئا ؟ |
Genç ve biraz tecrübesiz olduğumu düşündüğünü biliyorum, ama işin aslı şu, araba satışı sanatı hakkında bir şeyler biliyor olmasaydım, şu anda burada oturuyor olmazdım. | Open Subtitles | انظر , اعلم انك تعتقد انني يافع وربما قليل الخبرة لكن الحقيقة انك لا تصل الى ما انا عليه بدون ان تعلم شيئاً او اثنان عن فنون البيع |
Gibbs, onu tutuklamamız gerektiğini biliyorum, ama hapiste olsun olmasın, o kadın seninle ilgili şeyler biliyor. | Open Subtitles | انتظر، (غيبز)، أعرف أن علينا إلقاء القبض عليها، لكن في السجن أو خارجه، فهي تعرف أشياء عنك، |
Bir şeyler biliyor Doc. | Open Subtitles | انها تعرف أموراً (دوك) |
Kendisi için, belki fakat bilmemesi gereken şeyler biliyor. | Open Subtitles | فى نفسه، ربما، ولكنه يعرف أشياء لا يجب أن يعرفها. |
Cho'ya onu biraz sıkmasını söyle. Bir şeyler biliyor. Hayır, bilmiyorum. | Open Subtitles | أطلبي من (تشو) أن يضغط عليه قليلاً فهو يعرف أموراً مهمة |
Üniversite polisi hariç, bizi cesedi taşırken görmüştü, bir şeyler biliyor olmalı. | Open Subtitles | بإستثناء شرطي الحرم الجامعي ,صحيح أعني الذي رآنا نخرج الجثة من المنزل يعرف بعض الاشياء |
Bu adam bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يعلم أمرا ما. |
Bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | إنها تعرف شيء ما. |
İkimizin nasıl bağlantısı olduğu konusunda bir şeyler biliyor olmanızdan dolayı. | Open Subtitles | أعتقد أن السبب أنّك تعلمين شيئاً حول الرابط الذي يجمعنا، أنا و هو. |