"şeyler biliyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعرف شيئاً
        
    • تعرف شيئاً
        
    • يعلم شيئاً
        
    • يعلم شيئا
        
    • يعرف شيئا
        
    • تعرف شيئا
        
    • تعلم شيئاً
        
    • تعرف أشياء
        
    • تعرف أموراً
        
    • يعرف أشياء
        
    • يعرف أموراً
        
    • يعرف بعض الاشياء
        
    • يعلم أمرا ما
        
    • تعرف شيء ما
        
    • تعلمين شيئاً
        
    Oğlu bir şeyler biliyor olabilir. Onu tekrar denemek istiyorum. Open Subtitles الأبن ربما يعرف شيئاً أخر سأذهب وأحاول معه مرة أخرى
    Sırf bizim hakkımızda bir şeyler biliyor diye ne yaptın? Open Subtitles . فقط لمجرد أنه يعرف شيئاً عنا ، وما فى ذلك ؟
    Ne olduğunu bilmiyorum ama bu kadın bir şeyler biliyor. Open Subtitles لا أعرف على ماذا و لكن تلك المرأة تعرف شيئاً
    Sence yazı işleri müdürü meteor yağmuru ile ilgili bir şeyler biliyor mudur? Open Subtitles أتعتقد بأن المحرر يعلم شيئاً عن سقوط النيازك
    Bir şeyler biliyor ve konuyu bir tek sana söylemiştim. Open Subtitles -حسنا إنه يعلم شيئا ما و أنت الوحيدة التي اخبرتها
    İş bağlantılarınızın olduğu kişiler bir şeyler biliyor olabilir. Open Subtitles انظر إذا كان أحد الذين يعملون في مجالك قد يعرف شيئا
    Peki tanrıyı geçelim de Akatsuki hakkında bir şeyler biliyor olmalısın. Open Subtitles دعك من إلهك هذا على الأقل لابد أنك تعرف شيئا عن الأكاتاسكي
    Sana bir şey diyeyim, o adam bir şeyler biliyor. Bunu saklamayı da hiç beceremedi. Open Subtitles أخبرتُـك بأنّ تلك القطة تعلم شيئاً يبدو إنّه مقدم على عمل سيء ويخفيه
    Gibbs, onu tutuklamamız gerektiğini biliyorum, ama hapiste olsun olmasın, o kadın seninle ilgili şeyler biliyor. Open Subtitles انتظر، (غيبز)، أعرف أن علينا إلقاء القبض عليها، لكن في السجن أو خارجه، فهي تعرف أشياء عنك،
    Belli ki, Olivia bizim bilmediğimiz bir şeyler biliyor. Open Subtitles لا شك أن أوليفيا تعرف أموراً لا نعرفها
    Bütün çalışanlarla tek tek konuş. Birileri bir şeyler biliyor olmalı. Open Subtitles اسألوا كل موظف ولا تتركوا واحداً لا بد أن أحدهم يعرف شيئاً
    Onunla konuşmalısın. Raymond'ın cinayeti hakkında bir şeyler biliyor. Open Subtitles عليك التكلم معه، إنه يعرف شيئاً عن مقتل ريموند
    Atların etrafında çalışıyorsa, o zaman bir şeyler biliyor olabilir. Open Subtitles حسناً ، إنّه يعمل حول الخيول فأعتقد أنّه قد يعرف شيئاً
    Bu yüzden, en yakın akrabasıyla ilgili bir şeyler biliyor olmalısın. Open Subtitles لذا أخالك تعرف شيئاً بخصوص أقرب أقربائه ولا ريب
    Daha çok iş stresi falan, ama davalarıyla ilgili konuşmuşsa, o zaman psikoloğu bir şeyler biliyor olabilir. Open Subtitles ،وغالباً ضغط عمل ،لكن لو أنه تحدث عن قضاياه فلعلها تعرف شيئاً
    Şirketin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olarak bir şeyler biliyor olabilirsiniz diye düşündük. Open Subtitles توقعنا بصفتك المُؤسس والرئيس التنفيذي، فإنّك قد تعرف شيئاً حيال ذلك.
    Adam bir şeyler biliyor. Yardım edebileceğim başka bir husus var mı bilmiyorum, arkadaşlar. Open Subtitles ـ هذا الرجل يعلم شيئاً ـ لا أعلم ما يمكنني مساعدتكم به غير هذا يارجال
    Biri bir şeyler biliyor olmalı. Open Subtitles لابد من أن شخصاً يعلم شيئاً بشأنها
    Çocuk çaresiz durumda. Söyleyemediği bir şeyler biliyor. Open Subtitles لم أفرغ منه بعد هو يعلم شيئا لا يريد قوله
    Annem hatta babam hakkında bir şeyler biliyor olabilir. Open Subtitles أعتقد أنه كان يعرف شيئا بخصوص والدتي أو حتى والدي.
    - Et ile ilgili bir şeyler biliyor gibisin. - Biliyor musun? Open Subtitles "يبدو أنك تعرف شيئا بخصوص "اللحم - هل تعرف شيئا ؟
    Genç ve biraz tecrübesiz olduğumu düşündüğünü biliyorum, ama işin aslı şu, araba satışı sanatı hakkında bir şeyler biliyor olmasaydım, şu anda burada oturuyor olmazdım. Open Subtitles انظر , اعلم انك تعتقد انني يافع وربما قليل الخبرة لكن الحقيقة انك لا تصل الى ما انا عليه بدون ان تعلم شيئاً او اثنان عن فنون البيع
    Gibbs, onu tutuklamamız gerektiğini biliyorum, ama hapiste olsun olmasın, o kadın seninle ilgili şeyler biliyor. Open Subtitles انتظر، (غيبز)، أعرف أن علينا إلقاء القبض عليها، لكن في السجن أو خارجه، فهي تعرف أشياء عنك،
    Bir şeyler biliyor Doc. Open Subtitles انها تعرف أموراً (دوك)
    Kendisi için, belki fakat bilmemesi gereken şeyler biliyor. Open Subtitles فى نفسه، ربما، ولكنه يعرف أشياء لا يجب أن يعرفها.
    Cho'ya onu biraz sıkmasını söyle. Bir şeyler biliyor. Hayır, bilmiyorum. Open Subtitles أطلبي من (تشو) أن يضغط عليه قليلاً فهو يعرف أموراً مهمة
    Üniversite polisi hariç, bizi cesedi taşırken görmüştü, bir şeyler biliyor olmalı. Open Subtitles بإستثناء شرطي الحرم الجامعي ,صحيح أعني الذي رآنا نخرج الجثة من المنزل يعرف بعض الاشياء
    Bu adam bir şeyler biliyor. Open Subtitles هذا الرجل يعلم أمرا ما.
    Bir şeyler biliyor. Open Subtitles إنها تعرف شيء ما.
    İkimizin nasıl bağlantısı olduğu konusunda bir şeyler biliyor olmanızdan dolayı. Open Subtitles أعتقد أن السبب أنّك تعلمين شيئاً حول الرابط الذي يجمعنا، أنا و هو.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more