Soğuk bir sesle beni tehdit ediyor, korkunç şeyler söylüyor. | Open Subtitles | انه يقول أشياء فظيعة، مبصوت بارد كله تهديد. |
Sadece bir çocuğun anlayabileceği şeyler söylüyor. | Open Subtitles | إنه يقول أشياء الطفل فقط يستطيع أن يفهمها |
Örtülü şeyler söylüyor ve yine birden bire yok oldu. | Open Subtitles | إنه يقول أشياء غامضة ورحل بشكل مفاجئ مرة أخرى |
Annen hakkında kötü şeyler söylüyor olurdun, ...tam olarak yaptığın bu olurdu. | Open Subtitles | تريد ان يقولون أشياء وسخة عن امك. هذا ما كنت تقوم به. |
İş yerindeki kız da yalan yanlış şeyler söylüyor. | Open Subtitles | على تلك الفتاة في العمل التي تقول أشياء غير صحيحة. |
Bu kadın çılgınca şeyler söylüyor. | Open Subtitles | ! تلك المرأة تقول أمور غير عقلانية |
Dışarıdaki o sandviç önünden geçen kadınlara taciz edici şeyler söylüyor. | Open Subtitles | هذا شطيرة يقول أشياء جنسية صريحة للنساء لأنها السير بها. |
Sonsuza dek mutlu yaşanılacak kısım, adam her zaman yanında, bir şeyler söylüyor, ve kızlar buna bayılır. | Open Subtitles | , و في الجزء المتعلق بالسعادة الأبدية . . الرجل متواجد طوال الوقت و يقول أشياء و الفتيات تحب ذلك |
Berbat şeyler söylüyor. Tıbbi bir sorun yok. | Open Subtitles | إنّه يقول أشياء مريعة وهذا ليس حالةً طبّيّة |
Bana, "Paraya bu kadar değer vermen yanlış," gibi şeyler söylüyor. | Open Subtitles | وعندها سيكون عليه أن يقول أشياء "من الخطأ أن تقدري المال كثيراً" |
İlginç şeyler söylüyor. Çok komik. | Open Subtitles | يقول أشياء مثيرة للإهتمام إنه خفيف الظل |
Kafamın içinde tuhaf bir şeyler söylüyor. | Open Subtitles | صوته في رأسي، يقول أشياء خاصّة. |
Anlamsız şeyler söylüyor. | Open Subtitles | يقول أشياء ليست منطقيّة. -مثل أيّ أشياء؟ |
Hatta bence bir podcast aç Savannah adı da "Savannah Yarak Kürek şeyler söylüyor" olsun. | Open Subtitles | أنت تعرف ما، يجب أن تبدأ إحدى المواد، سافانا، ودعا "سافانا يقول أشياء غبية سخيف بصوت عال." |
Gördün mü? Emekli olduğunda, çocukların bile hakkında iyi şeyler söylüyor. | Open Subtitles | رأيت، تتقاعد، حتى أطفالك يقولون أشياء جيدة عنك. |
Ama galiba işin sonunda insanlar tuhaf şeyler söylüyor. | Open Subtitles | لكن أظنّ أنّ الناس يقولون أشياء غريبة على فراش الموت |
Hem de, çalışma arkadaşlarım şort giydikleri zaman çalışanlar çok incitici şeyler söylüyor. | Open Subtitles | أيضا بعض عمال المصنع يقولون أشياء جارحة ان ارتدى احد العمال شورت |
Deli saçması şeyler söylüyor, ben de cevap veriyorum. | Open Subtitles | لذلك كانت تقول أشياء جنونية و أنا كنت أتجاوب معَها |
Hayır ama, çılgınca şeyler söylüyor. | Open Subtitles | كلا، لكنها تقول أمور جنونية |
Ve bazen de onun hakkında komik şeyler söylüyor, değil mi? | Open Subtitles | و في بعض الأحيان فانه يتفوه بأشياء مضحكة عنه , أليس كذلك ؟ |
Kalp atışlarım bir şeyler söylüyor. | Open Subtitles | ان دقات قلبك تقول شيئاً ما. |