Olay şu ki, bana şeytandan daha fazla borçlu değilsin. | Open Subtitles | لكن الأمر هوَ، أنتَ لا تُريدُني مِثلما لا يُريدُني الشيطان |
şeytandan onu her kim öldürdüyse cezalandırmasını dilemeliyim belki de. | Open Subtitles | بل يجب أن أطلب من الشيطان أن يُعاقب الذي قتلها |
Görüyorsun, bu papazlar şeytandan korkmuyorlar. | Open Subtitles | كما تري، هؤلاء القيسيسون لا يخيفون الشيطان. |
Ve sana o adamın şeytandan yana olduğunu kanıtlayacağım,.. | Open Subtitles | وسأقدم لك الدليل على أن .. هذا الرجل يقف فى جانب الشر |
Ona saflığını ve temizliğini kazandırmak için,... benliğine girmiş şeytandan kurtaracağız. | Open Subtitles | صنع كله ذلك نقي وجيد اننا نطلق سراح هذه البنت من الشر الذي يتلبسها |
Bir tapınak inşa etmek için şeytandan yardım alıyorum, Tanrı beni bağışlasın. | Open Subtitles | ليسامحني الله جعلت شيطان يساعد ببناء معبد |
şeytandan ve ölümden korkmuyorum, zira Hükümdar beni korur. | Open Subtitles | لا أخشى اي شر, لا اخشى اي موت لأن الإمبراطور سيحميني |
Belki. Ama her zaman, şeytandan daha önce davranman gerekir. | Open Subtitles | " شارلي" سريع جدا بالسلاح, ولكن هذا اسرع من الشيطان. |
Sizin gücünüzle beraber, doğrudan şeytandan aldığı güçle sahte krallığını buraya kuracak! | Open Subtitles | و بسلطانك و نفوذك سوف يؤسس أمبراطوريته المزيفه هنا و يستمد قوته مباشرة من الشيطان |
Senin mevkin sayesinde burada sahte kraliyetini ilan edecek... ..gücünü direkt şeytandan alıyor. | Open Subtitles | و بسلطانك و نفوذك سوف يؤسس أمبراطوريته المزيفه هنا و يستمد قوته مباشرة من الشيطان |
Ruhunu bilerek gelecek olan şeytandan sakın. | Open Subtitles | احترس من الشيطان ، الذي سيأتي ليتعرف على روحك |
Biraz sinirliydim ve sinirimi yaşlı şeytandan çıkarmak istedim. | Open Subtitles | لقد كنت غاضبا قليلا أردت أن أشفي بعض غليلي من ذلك الشيطان العتيد |
Emirleri de şeytandan almıyor. | Open Subtitles | وقال انه ليس غيتين 'أوامره من الشيطان ، وإما. |
Bize hayat verdin ve bizleri o şeytandan sadece senin ilâhî müdahalelerin kurtarabilir. | Open Subtitles | يمنحتنا الحياة وفقط تدخّلك المقدس يمكنه انقاذنا من الشيطان. |
O, şeytandan kaçıyor... ama kurtulamayacak. | Open Subtitles | بالإتهاض منذ قديم الزمان وهو يركض من الشيطان لكن الدين دائماً يكسب |
Bunu yaparak onu şeytandan koruyamazsınız. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك أن تمنع الشر بارتكاب الشرور |
Hemen ardından Abydos insanlarının şeytandan kurtulmasına yardım ettin. | Open Subtitles | الشيء العظيم التالي ساعدت سكان أبيدوس على التحرر من الشر |
"...yürüyorum ve şeytandan korkmuyorum..." | Open Subtitles | عندما تسيرون في وادي الشر تقولون أنا لا أشعر بالشر لأنني الأعظم |
- Bizi günah işlemekten uzak tut ve şeytandan kurtar. | Open Subtitles | لن تقودنا إلى الإغراء لكن سلمنا من الشر. |
Binlerce şeytandan. Tıslayan binlerce yılandan. On binlerce kara kurbağadan bahsettiler. | Open Subtitles | إن ألف شيطان وألف ثعبان يفحّ وعشرة آلاف علجوم متورّم |
Noel babanın şeytandan dönme olduğuna inanan bir Germen kabilesi var. | Open Subtitles | حسناً فلنرً هناك عشيرة ألمانية تؤمن بأن سانتا هو شيطان متشكل من جديد |
Tüm günahlarımızı affet... bizim kendi günahlarımızı affettiğimiz gibi... ve bizi günahlardan ve şeytandan uzak tut. | Open Subtitles | كما أغـفر لأولئك الذين اخطأوا علينا قـدنا إلى طاعتك وسلمنا من كل شر... نـقدس باسمك |
Senin dediğin gibi, iki şeytandan daha az zararlıyı seçmen gerek. | Open Subtitles | و كما قلت أنت فعليك أن تختار أفضل الحلول السيئة |
Şeytana uymamıza izin verme, bizi şeytandan uzak tut. | Open Subtitles | و لا تقُدنا إلى الإغراءات لكن خلِصنا منَ الشَر. |