ويكيبيديا

    "şiddetle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العنف
        
    • بقوة
        
    • بالعنف
        
    • بشدّة
        
    • بعنف
        
    • عنيف
        
    • عنيفة
        
    • بشراسة
        
    • بشده
        
    • بشدّةٍ
        
    • بشدة
        
    • بقوّة
        
    • العنيفة
        
    • والعنف
        
    • عنف
        
    Bazılarımız onların şiddetle karşılaşabileceğinden, TED البعض منا قلق من أنهم قد يواجهون العنف.
    Ve cevap ise, şiddet olgusunun varlığını, şiddetin, şiddetle körüklenmiş olması ortaya koyuyordu. TED ووضح أن المتنبيء الأكبر لحالة من العنف هي حالة سابقة للعنف.
    Hayır, kesinlikle şımartmıyorsun ben bu durumu değiştirmek için şiddetle seni kışkırtıyorum. Open Subtitles لا، لا أؤمن بذلك على الإطلاق، وأحثّك بقوة على تغيير موقفك هنا.
    Eşimizi pek çok şekilde aldatırız: hor görmeyle, ihmalle, umursamamayla, şiddetle. TED هناك حالات كثيرة نخون فيها شريكنا بالازدراء، بالإهمال باللامبالاة ، بالعنف
    Burada Brezilya'daki meslektaşları tarafından şiddetle tavsiye edilen insanlar var. Open Subtitles هناك أناس هنا، موصى بهم بشدّة من زملاء في البرازيل
    şiddetle karşılık verince canavar korku ve gözyaşı içinde kaçtı. Open Subtitles وقد حاربته بعنف بعدها ركض الوحش بعيدا مع الدموع والخوف
    Kimliği belirlenememiş kişi, tutuklanınca... kafasını hücresinin duvarına... şiddetle vurarak kendini öldürdü. Open Subtitles ،فور اعتقاله انتحر مجهول الهوية بخبط رأسه بشكل عنيف
    Nörofizikte gördükleri, beynin farklı lobları arasında şiddetle esen bir fırtınadır. Open Subtitles ما شاهدوه في الفيزياء الطبيعية عبارة عن عاصفة عنيفة بين أرباع الدماغ المختلفة
    Brandon, bir adamın bir çatıdan atılmasına şahit olarak şiddetle ilk defa tanışan, Bronswille'li genç bir adamın hikâyesini paylaşmış. TED براندون شارك قصة شاب من برانزفيل الذي شهد العنف بشكل مباشر بمشاهدة رجل يتم إلقاؤه من على السطح.
    Bazı resmi olmayan kısıtlamalar vardı ancak tüm ticareti şiddetle veya sosyal baskılarla dayatıyorduk. TED كانت لدينا بعض القيود غير الرسمية، لكننا كنا نطبق كل تجارتنا عن طريق العنف أو الضغط الاجتماعي.
    Gençler ayrıca bana şiddetle ilgili kaygılarından bahsediyorlar. TED أطلعني الشباب أيضاً أنهم قلقون حيال العنف.
    Şu an, bir ırk olarak, şiddetle ilgili sorunlarımız olduğu çok açık. TED الآن، نحن كجنس بشري، من الواضح أن لدينا مشاكل مع العنف.
    Hala şiddetle yönetilen bir dünyada yaşayarak geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini ve güvenliğini riske attık. TED لقد وضعنا مستقبلنا ومستقبل أطفالنا وخاطرنا بحياتنا في عالم ما زال يتحكم به العنف بشدة.
    Sana söylediğimi yapmanı ve cehenneme dönmeni şiddetle tavsiye ederim. Open Subtitles أقترح بقوة أن تفعل ما طلبته منك وتعود إلى الجحيم
    Bu ikisi benim şiddetle tavsiye ettiğim, bütün reformlardır. TED و هذان اثتان منهم ارشحهم بقوة و يقومان بإدراج الكثير من اشكال الاصلاح.
    Öyle veya böyle. Plütonyum bombası, 20.000 tonluk TNT'ye eşdeğer bir şiddetle patladı. Open Subtitles قنبلة البلوتونيوم أنفجرت بقوة تعادل T.N.T أنفجار عشرون ألف طن من مادة الـ
    Truth, Tanrının onu koruyacağından emindi ancak bazı kalabalıklar onun cesaretine şiddetle karşılık verdi. TED كانت تروث واثقة أن الرب سيحميها، ولكن قابلت بعض الجماهير شجاعتها بالعنف.
    Şiddetli hazlar şiddetle son bulur. Open Subtitles هذه المسرات العنيفة تنتهي بالعنف ، و يموتون فى انتصارهم
    Bu bile adamlarının ona neden bu kadar şiddetle sadık olduklarını söylemek için yeterli. Open Subtitles إذاً من الكافي القول بأنّ رجاله مخلصون له بشدّة لأجل ذلك
    Bu olayda şiddeti şiddetle bastıramayız. Open Subtitles هذه حالةٌ لا نستطيع فيها أن نجابه العنف بعنف.
    Bay Davis, davranışlarınızı şiddetle tasvip etmediğimi söylemem son derece yetersiz bir ifade olur. Open Subtitles مستر دافيس, هناك تصريح ضخم يجب أن أخبرك به إلى أي مدى بشكل عنيف استنكر ما فعلته
    O kadar şiddetle titrersin ki telefon falan edemezsin. Open Subtitles وستصاب بتشنجات عنيفة ولن تتمكن حتي من إستخدام الهاتف
    Britanyalılar çalkantılı yüzyıllar boyunca istilacılara karşı şiddetle mücadele etti. TED قاوم سكان بريطانيا الغزاة بشراسة خلال عدة قرونٍ من الفوضى.
    Ve ben şuurluluğun serebral korteksin bir ürünüymüş gibi değerlendirilmesine şiddetle itiraz ediyorum. TED وانا اختلف بشده مع فكرة انه ينبغي النظر في الوعي كانه مُنتَج كبير من القشرة الدماغية.
    Ben de buraya gelen iyi bir adam olarak sana bu işten vazgeçmeni ve kendini bu yüklü meblağdan kurtarmanı şiddetle tavsiye ediyorum. Open Subtitles لذا فأذهب إلى الرّجل الطّيّب الذي يأتي هُنا وينصحكِ بشدّةٍ كي تمضي وتستسلمي وتوفّري على نفسكِ قدرًا كبيرًا من المال.
    Son yıllarda bir sağlık merkezine dönüştürülmüş, şiddetle tavsiye ediliyor! Open Subtitles فى السنوات الأخيرة, يُعتبر منتجع نقاهة عظيم يوصى به بشدة
    Eğer arkadaşım bu kadar şiddetle savunuyorsa, ...o zaman ben de savunuyorum. Open Subtitles إن كان صديقي يشعر هكذا بقوّة فأنا كذلك أيضاً
    Milyonlarca genç, istismar taciz ve şiddetle karşılaşıyor. TED مئات الملايين من الشباب يتعرضون للاستغلال الإساءة والعنف.
    Aile içi şiddetle ilgili asılsız hiçbir iddia gündeme getirilmeyecek. Open Subtitles ممنوع ذكر أية مزاعم حيال عنف منزلي لا أساس له

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد