Hızlı hareket etmeliyiz, ve Adam'ın en iyi seçeneği şimdi bu işe bir son vermek olacaktır. | Open Subtitles | وَصلنَا إلى صومِ التحرّكِ، وآدم نا أفضل خيارِ لإنْهاء هذا الآن. |
Çok küçüksün, ben de şimdi bu konuda konuşamayacak kadar meşgulüm. | Open Subtitles | ماذا تفعل؟ نحن مشغولين جدا للحديث عن هذا الآن |
Şimdi, bu sergi, söylediğim gibi, seksen yıllık yolda hezimete uğramış 40 genç ressam, ve bana göre onların vurgulamak istediklerini dikkate almak. | TED | والآن هذا المعرض ، كما قلت، ضم 40 من الفنانين الشباب على مدى ثماني سنوات ، و بالنسبة لي يعتبر نظراً حول الآثار. |
Dün birini vuruyorsun ve şimdi bu. Senin için hapse girmeyeceğim. | Open Subtitles | تضرب رجلاً ليلة أمس والآن هذا لن أذهب للسجن من أجلك |
şimdi bu sendromun "fusiform cyrus" adlı yapının hasarıyla oluştuğu biliniyor. | TED | حسنا. الآن هذه المتلازمة معروفة أن سببها ضرر يلحق بالالتفاف المغزلي |
şimdi bu Dallas Tiyatrosu. Bizim için çok sıra dışı bir işverendi, | TED | الآن هذا هو مسرح دالاس , وكان عميل غير عادي بالنسبة لنا |
şimdi bu aptal, geçmişe dönüp Aku'nun hakim olduğu geleceği geri çevirmek istiyor. | Open Subtitles | و الآن ينوي الغبي الرجوع إلي الماضي ويحل المستقبل الذي هو آكو |
Hayır, hayır, hayır. şimdi bu konudan konuşamam. | Open Subtitles | لا، لا، لا، أنا لا أَستطيعُ الكَلام حول هذا الآن. |
Eğer olsaydı, şimdi bu sorunu yaşamazdık. | Open Subtitles | إن كنا فعلنا ذلك لما كنا سنواجه كل هذا الآن مهلاً . |
Sanırım şimdi bu konuda konuşmasam daha iyi. | Open Subtitles | لا أظن أنه يصح التحدث في هذا الآن |
JH: şimdi bu elektromanyetik mi yoksa statik elektrikle mi bu şekilde duruyor? | TED | جي اتش : والآن هذا هو الكهرومغناطيسية هنا ، أو هي مثبّتة؟ |
şimdi bu konu bizi insanların ahlakı evrende yapmaya meyıllı oldukları hareketlerin kaynağına götürüyor. | TED | والآن هذا يقودنا الى هذا النوع من التوجهات هؤلاء الاشخاص يشكلون مجالاً أخلاقياً معيناً |
şimdi bu kişi, her kimse, o şimdi Mrs Kennicut'a santaj yapmak için çok uygun bir durumda olur. | Open Subtitles | والآن هذا الشخص مهما يكن هو في موضع مثالي لابتزاز السيدة |
Şimdi, bu bir tesadüf ya da kader olamaz, baba. | Open Subtitles | الآن هذه ليست صدفة هذا من صنع القدر يا أبي |
şimdi bu marka, Qualcomm Stadyumu (Amerikada çok amaçlı bir stadyum)... ya da Staples Center (Amerika'da bir spor arenası) olabilir... | TED | الآن هذه العلامة التجارية، على ملعب كوالكوم، في مركز ستابلز |
şimdi bu konuda güvenli bir şekilde evine getiriyor, ve o kadar. | Open Subtitles | الآن هذا ينعلق بإعادتها إلى المنزل . بأمان ، هذا كل شيء |
Sarhoş oldun, üzerime sen geldin, şimdi bu benim suçum mu? | Open Subtitles | , لقد ثملتِ . و هجمتِ عليّ و الآن هذا خطأي؟ |
şimdi bu aptal, geçmişe dönüp Aku'nun hakim olduğu geleceği geri çevirmek istiyor. | Open Subtitles | و الآن ينوي الغبي الرجوع إلي الماضي ويحل المستقبل الذي هو آكو |
Başarısız oldun, ve şimdi bu şirket multi-milyon dolarlık bir ortağı kaçıracak. | Open Subtitles | لقد فشلتي , والآن هذه الشركة ستخسر عميلاً يقدّر ب عدة ملايين |
şimdi bu fikirleri bazı organizmaların neden daha zararlı hale geldiğini anlamak kaydıyla pek çok yere uyarlayabiliriz. | TED | الآن تلك الأفكار يجب تطبيقها على اللوحة. طالما ستكتشفون لماذا تحولت بعض الميكروبات الى الفعوية. |
Şimdi, bu benim insani tarihim ve bu alınıp satılacak bir şey olmayacak ve kesinlikle herhangi bir yabancıya verilmeyecek. | Open Subtitles | الان هذا هو تاريخي الانساني ولن يتم بيعه وشراؤه وبالتأكيد لن يرمى بعيدا لاي غريب عابر |
Şimdi, bu iş doğru halledildiğinde... kitaplar açıldığında, senin üyeliğini teklif edeceğim. | Open Subtitles | والأن هذا الشيء يجب إنجازه عندما تنفتح السجلات سأقترح بأسمك للعضوية |
Şimdi, bu bina oldukça eski. Hatlar birçok değişik yerde. | Open Subtitles | الان , هذه المباني قديمة جداً والخطوط متشابكة حول المباني |
şimdi bu da aynı şey değil mi? | Open Subtitles | فنتعانق ونلتصق ببعضنا البعض الأمر الآن بنفس هذه السهولة أليس كذلك؟ |
Ruhları ihmal ederek, Güney halkı karanlığı üzerlerine çektiler şimdi bu kabilemizi yok etmekle tehdit ediyor. | Open Subtitles | حين أهمل أهل الجنوب الأرواح حلت عليهم الظلمات و الآن, ذلك يهدد بتدمير قبيلتينا |
Şimdi, bu öylesine kusursuz olmalı ki, bindebir milimetrelik yapraklar milimetrelere yerleşmeli. | TED | الآن, يجب أن يصنع هذا بدقة متناهية حرفيا, البتلات بالميكرومتر ثم يتوسع إلى ملمترات |
Biliyorum bu hiç kolay değil, ama şimdi bu senin tüm ekonomik geleceğin ile ilgili! | Open Subtitles | أعرف أن هذا ليس مرحاً ولكني الآن إنه مستقبلك المالي كله |
şimdi bu cezayı ödeyeceksin ve Hakim McIntyre'a ne kadar üzgün olduğunu söyleyen bir mektup yazacaksın. | Open Subtitles | والان سوف تقومين بدفع الغرامه وسوف تكتبين رساله تقولين فيها كم انتي متأسفه للقاضي ماكنتير. |