Pekala! Sonra seni öldürebilirim, ama Şimdi bunu yapacağım. | Open Subtitles | حسنا, ربما أقتلك لاحقا لكنني سأفعل هذا الآن |
Teğmen, Şimdi bunu konuşmaya zamanımız yok. | Open Subtitles | أيها الملازِم، ليس لدينا وقت للتحدث عن هذا الآن |
Şimdi bunu yapma! | Open Subtitles | راهول، توقف عن هذا الآن دعيه يستمر ولا تتحكمي بنفسك |
Şimdi bunu düşünemezsin. | Open Subtitles | ما طبيعة هذا السؤال؟ لا يمكنكِ التفكير في ذلك الآن |
Ama Şimdi bunu konuşmayalım. Amacının ne olmasını istiyorsun? | Open Subtitles | لكن دعنا لا نتحدث عن ذلك الآن ماذا تُريد أن يكون هدفك؟ |
İnanıyorum ki bu mümkün ve bu insanlar Şimdi bunu yapıyor. | TED | أنا مؤمن أن هذا ممكن وهناك أشخاص يقومون بهذا الآن. |
ve Şimdi bunu biliyorsun. | Open Subtitles | لاصبح مسئول عن العديد من جرائم القتل .. انت تعرف هذا الان |
ve uçağın düşmesine bunun neden olduğu yönünde. Eğer Şimdi bunu alırsa, gelecek sefer ne isteyecek? | Open Subtitles | وكان سبّب تحطم الطائرة أبّي، إذا أعطيته هذا الآن |
Ama Şimdi bunu yaparsan, onunla bütün geleceğiniz bir suç üzerine kurulacak. | Open Subtitles | ولكن اذا فعلتما هذا الآن .. سيبنى مستقبلك كلياً على جريمة |
Ama Şimdi bunu yapmama gerek yok çünkü yaşıyorsun. | Open Subtitles | لكن ليس علي فعل هذا الآن لأنك علـى قيد الحيـاة |
Şimdi bunu söylediğini duyduğumu söyleyemem. | Open Subtitles | لا يُمكنني القول إنني بالفعل سمعتها تقول هذا الآن. |
Eğer Şimdi bunu yapmazsam, ya Ian yada Kozar yapar, ve şimdi, Lena'yı tehdit ediyorlar. | Open Subtitles | اذا لم افعل هذا الآن, آيان سيفعل, او كوزار والآن هددوا لينا. |
Şimdi bunu araştırmak istiyorum ancak bir soruşturma başlattığım an haberleri olur. | Open Subtitles | أريد أن أتبع هذا الآن لكن بمجرد ما أن أفتح تحقيقا |
Seni ne mutlu edecekse ona doğru. Ama Şimdi bunu yap. | Open Subtitles | لأى أحد أو شئ يجعلك سعيداً و لكن عليك أن تفعل ذلك الآن |
Ama Şimdi bunu bana karşı koz olarak kullandığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك تستخدم ذلك الآن كورقة للمساومة |
- Şimdi bunu konuşmamıza gerek yok. | Open Subtitles | هل هذا اسم انجليزي ؟ لسنا بحاجة إلى طرح ذلك الآن |
Bana sırlarından birini verecek kadar güvenmiştin ve Şimdi bunu sana kanıtlayacağım. | Open Subtitles | لقد آمنتني على أحد أسرارك، و سأثبت لكَ ذلك الآن |
Haklısın belki. Ama Şimdi bunu düşünmemeye çalış. | Open Subtitles | ربما أنت على حق، ولكن لا تحاول التفكير بهذا الآن |
! EVet, Şimdi bunu düşünemeyiz. | Open Subtitles | نعم , حسنا , لا يمكننا ان نقلق حيال هذا الان |
Hayattayken bunu yapma fırsatı olmadı ama biz Şimdi bunu gerçekleştiriyoruz. | Open Subtitles | لم تحظى بذلك عندما كانت على قيد الحياة لكننا سنقوم بذلك الآن |
Şimdi bunu konuşmak istemiyorum. Teşekkürler. | Open Subtitles | لن أتحدث حيال هذا الأمر الآن ، شكراً لكَ. |
Şimdi bunu konuşacak vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت للتحدث عن ذلك الأن |
Şimdi bunu konuşacak vaktim yok. | Open Subtitles | أنا ليس لي وقت للتحدث عنه الآن. |
Şimdi bunu duymayı hiç istemediğini biliyorum ama anneni yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | أعرف أنك لاتريد أن تسمع هذا الأن ولكن عندما تصبح أمك بخير |
Bana Şimdi bunu Katrina Bennett'in yapmadığını söyle... | Open Subtitles | انتي الحين جالسه تبينين انها ليست كاترينا بينيت, |
Evet, peki, çok acı, ama Şimdi bunu düşünemeyiz. | Open Subtitles | نعم، حَسناً، ذلك شيء مؤسفُ، لَكنَّنا لا نَستطيعُ التَفكير بشأن الذي الآن. |
Şimdi bunu Pekin'de üzerinden geçtiğim benzer bir köprüyle karşılaştıralım. | TED | الآن، قارنوا هذا بجسر مماثل قدت عبره الشهر الماضي في بكين. |