Tamam, Lenny, Şimdi bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | حسناً, حسناً (ليني) لا وقت لدي لهذا الآن |
Ama Şimdi bunun sırası değil. | Open Subtitles | لكن لا وقت لهذا الآن |
Şimdi bunun hakkındsa konuşmak istemiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أنا لا أريد التحدث في هذا الأمر الآن , حسناً ؟ |
Şimdi bunun için endişelenme. Daha sonra seni bilgilendireceğim, tamam mı? | Open Subtitles | لا تقلقي بشأن ذلك الأمر الآن سأطلعك على الأمر لاحقاً ، حسناً ؟ |
Şimdi bunun yarısındayım. | Open Subtitles | والآن حققت نصف حلمي وبقي الآخر |
Şimdi bunun yarısındayım. | Open Subtitles | والآن حققت نصف حلمي وبقي الآخر |
Şimdi bunun sırası değil, tamam mı? | Open Subtitles | ليس هذا بالوقت المناسب للخوض في ذلك، مفهوم؟ |
Şimdi bunun klişe gibi geldiğini biliyorum, çok safça, ama gerçek. | Open Subtitles | أعرفُ الآن أن هذا يبدو مُبتذلاً يبدو ساذجاً، لكنهُ صحيح |
- Şimdi bunun hiç sırası değil. | Open Subtitles | لا أحتاج لهذا الآن. |
Şimdi bunun için zamanımız yok. | Open Subtitles | -ليس لدينا وقت لهذا الآن |
- Şimdi bunun için zamanımız yok. | Open Subtitles | -ليس لدينا وقت لهذا الآن |
Şimdi bunun hakkında konuşmak istediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنها تريد التحدث في الأمر الآن |
Bunu daha sonra konuşuruz. Şimdi bunun zamanı değil Dragan. | Open Subtitles | سنتحدث عن هذا الأمر لاحقاً (ليس هذا بالوقت المناسب، يا (دراج |
- Şimdi bunun zamanı değil Bay Palmer. | Open Subtitles | سيد (بالمر)، ليس هذا بالوقت المناسب. |
Şimdi bunun yanlış olduğunu düşünüyoruz ve kanıtı da uzayda. | Open Subtitles | نعتقد الآن أن هذا خطأ وأن الدليل في الفضاء |
Şimdi bunun doğru olmadığını öğrendim. | Open Subtitles | لكنني اكتشف الآن أن هذا ليس صحيحاً |