Biliyor musun, yakında benim haberlerim bile kimseyi şoke etmeyecek. | Open Subtitles | تعلمين عما قريب لم أكن قادرة علي أي صدمة آخرى |
Köşeme çekilmeden önce havaya uçtuğumu görseler eminim şoke olurlardı. | Open Subtitles | أنه من المؤكد أن صدمة أن يروا لي تفجير نفسي قبل أن يتقاعد وأنا. |
Bu olayın arka bahçelerinde gerçekleşmesi komşuları şoke etti. | Open Subtitles | الحي مصدوم بأن هذا يحدث في ساحتهم الخلفية |
Bu seni şoke etmiş olmalı, müdür. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك مصدوم و مرتاع حضرة المدير |
şoke oldum, büyük süpriz oldu... incindim, ve çok üzüldüm. | Open Subtitles | ,تفاجأت, صُدمت .جُرِحت, وحزنت بشكل كبير |
Dr. Garner'ın onu zorla orada tuttuğunu öğrenince en az senin kadar şoke oldum. | Open Subtitles | أنا صدمت مثلك لإكتشاف أن دكتور جارنر كان يحتجزه هناك ضد رغبته |
Bu alan, hepimizi şoke eden Martha Livingston cinayetleri ile biliniyor... | Open Subtitles | والمهتمين في هذا المجال يتذكرون قتل مارثا ليغفنسون الذي صدم الجميع |
Tanıklar bir konuda hem fikirdi. Az sonra duyacakları ses o kadar şoke edici, şaşırtıcıydı ki bugün hala kulaklarında. | Open Subtitles | كل الشهود قد وافقوا كان صدمة ما حدث بعد ذلك |
Bu senin için şoke edici olabilir, ama Ben sandığım kişi değilim. | Open Subtitles | حسنا ً ، هذا سيكون صدمة كبيرة ، لكن أنا لست من تعتقد أنني هي |
Şimdi söyleyeceğim şey seni şoke edebilir ama zamanla bunun iyi bir şey olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | حسنا ، ما أنا على وشك أن أقول قد يبدو مثل صدمة ولكن في الوقت المناسب ، وأعتقد سوف يأتون لرؤية انها هدية |
Oğlunun itfaiyeyi seçmesi onu şoke etmişti. | Open Subtitles | مصدوم من أن ابنه انضم لقسم الحرائق |
Bak bebeğim, şoke olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اسمع، عزيزي، أعلم أنك مصدوم. مصدوم؟ |
şoke olmuş. Bir açıklama arıyor. | Open Subtitles | كان مصدوم بحث عن تفسير |
Polis kuvvetlerine ilk katıldığımda bir şeyin ne sıklıkla başka bir şeye yol açtığını görünce şoke oldum. | Open Subtitles | أعني، عندما إنضممت إلى الشُرطة لقد صُدمت كيف غالبًا ما يحدُث شيء... شيء واحِد يُؤدي إلى شيء آخَر، |
- Bir sürtük olmam seni şoke mi etti? | Open Subtitles | -هل صُدمت من أنني عاهرة هكذا ؟ |
Gazetedeki üstsüz resminizi görünce şoke olmuştum. | Open Subtitles | لذلك صدمت لرؤية صورك عارية على الشاطئ في بعض الصحف |
Ama daha sonra bütün dünyayı şoke eden bir açıklama geldi. | Open Subtitles | و بعدها جاء ذلك الأعلان الذي صدم العالم كله. |
"...şoke olmayın diye söyleyeyim dedim." "Adam siyah sonuçta şimdi..." | Open Subtitles | "ولا أريدكما أن تندهشا لأن رجل أسود". |
Buna şoke olan sadece ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الوحيدة المصدومة من هذا النبأ؟ |
İnsanlar şoke olacak, kızacak, dehşete düşecek, korkacak. | Open Subtitles | الناس ستصدم وتفزع .. ويصيبهم الغضب والقلق |
Medyadaki kampanya şoke edici bir tecrübe oldu. | Open Subtitles | الحملة الاعلامية كانت صادمة |
Bu noktada, seyirci her zaman onları şoke etmemi bekliyor. | Open Subtitles | في هذه المرحلة الجمهور يتوقع مني أن أفاجئه طوال الوقت |
- Kolay şoke olmadığımı anlayacaksın. | Open Subtitles | -ستجدين أنه ليس من السهل أن أُصدم |
Şimdi, birazdan size gösterecek olduğum şeyler sizi şoke edip aynı zamanda eğitebilir. | Open Subtitles | ما أنتم مقبلون على مشاهدته قد يصدمكم ويعلّمكم. |
Bunun üzerine öğretmen Billy'nin ailesini arar ve şöyle der: "Bugün küçük Billy'nin hakkınızda söyledikleri karşısında şoke oldum. | TED | فيتصل المعلم بأهله ويقول لهم لقد صعقت عندما إدعى بيلي اليوم |