Ne? Kızların yanında olman gerek. Dün hayatının şokunu geçirdin. | Open Subtitles | عليك البقاء مع البنات تلقيتي اكبر صدمة في حياتك بالامس |
Ve paraşütünüzün açılması için açılma şokunu beklersiniz. | TED | ومن ثم انت تقع حتى يحين موعد صدمة فتح المظلة حين تقوم بسحب المظلة |
İkimizin de hayatta olduğu şokunu atlattıktan sonra buna sevindiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً , بعد أن تخطى صدمة , أننا مازلنا حيين |
Ve bence olayların şokunu üzerimizden attığımız anda her şey düzelecek. | Open Subtitles | حسنا ؟ وانا اعتقد بمجرد ان نتجاوز صدمة الاشياء الاولية سوف يكون كل شيئ على مايرام |
Evet... bugün hayatımızın şokunu yaşadık, değil mi? | Open Subtitles | حسناً جميعنا تلقينا صدمة حياتنا اليوم، أليس كذلك؟ |
Akılları bu yeni gerçeğin şokunu kaldıramadı. | Open Subtitles | لمْ تستطع عقولهم تحمّل صدمة الواقع الجديد. |
Az önce İsrailli bir askerin, olayların şokunu hala atlatamamış zayıf ve topallayan yaşlı bir Arabı kucakladığını gördüm. | Open Subtitles | رأيت للتو جندياً إسرائيلياً يعانق عجوزاً عربياً والذى كان ضعيفاً ومتعثراً من صدمة الحدث |
Yani gelin gerçek durumun şokunu yaşamış. | Open Subtitles | إذن العروس كانت في حالة صدمة حقيقية |
Hapsedilmiş olmanın şokunu henüz üstümüzden atamamıştık. | Open Subtitles | لم نستطع تخطي صدمة كوننا أصبحنا سجناء. |
(Kahkahalar) İşte bu farketmenin şokunu farketmekten dolayı şok olmaktır. | TED | (ضحك) وهذه هي صدمة الادراك عند صدمة الإدراك |
"Hayatımın şokunu yaşamıştım." | Open Subtitles | "حيث أصبت بأقوى صدمة في حياتي" |
Hayatının şokunu yaşamış olmalı | Open Subtitles | هو must've كَانَ عِنْدَهُ صدمة حياتِه. |
- Hayatlarının şokunu yaşamak üzereler. | Open Subtitles | سوف يحصلون على صدمة حياتهم |
Alıştığı yaşam seviyesinin altına düşmenin şokunu yaşıyor efendim. | Open Subtitles | يُواجه صدمة قلة عدد الخدم |
Omurilik şokunu da düşün. | Open Subtitles | -اعتبريها صدمة في الحبل الشوكي . |