Dinleyin, millet. Katilimiz şu kapıdan çıkıp yola doğru ilerledi. | Open Subtitles | حسناً يا قوم، لقد غادر القاتلان عبر ذلك الباب إلى الزقاق |
Açıkçası şu kapıdan çıkıp da bir daha dönmemek ve başka bir yerde yeni bir başlangıç yapmak için her şeyi verirdim. | Open Subtitles | بصراحة, أنا مستعد لتقديم أي شيء لأخـــرج عبر ذلك الباب ولا أعود إلى هُنا مرّة أخرى، لأبدأ من جـديد في مكان آخر، مكان جديد. |
Bazıları bunun hesaplanmış bir risk olduğunu söyleyecektir diğerleri de gereksiz bir risk olduğunu söyleyecektir ancak şu kapıdan çıkıp ne yayınladığınıza bakmaksızın işimizin arkasında duracağız biz. | Open Subtitles | قد يقول البعض إنّها مخاطر محسوبة، والبعض الآخر يمكنه القول مخاطر لا داعي لها، ولكن بغض النظر عمّا تقوم بطباعته عندما تخرج عبر ذلك الباب |
Bütün bunları beraberinde götürerek şu kapıdan çıkıp beni burada yağmalanmış bir halde bırakacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أنه باستطاعتك الخروج من ذلك الباب و تأخذ هذا معك و تتركني هذا هراء لا أعرف لماذا أحدثك عن هذا |
Bütün bunları beraberinde götürerek şu kapıdan çıkıp beni burada yağmalanmış bir halde bırakacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أنه باستطاعتك الخروج من ذلك الباب و تأخذ هذا معك و تتركني هذا هراء لا أعرف لماذا أحدثك عن هذا |
şu kapıdan çıkıp gidebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانكِ الخروج من ذلك الباب |