Ciddiyetimi takınıyorum Todd Packer, artık bu şubenin tam zamanlı bir satışçısıdır. | Open Subtitles | نتكلم جدياً الآن تود باكر هو رجل مبيعات مؤقت في هذا الفرع |
Ciddiyetimi takınıyorum Todd Packer, artık bu şubenin tam zamanlı bir satışçısıdır. | Open Subtitles | نتكلم جدياً الآن تود باكر هو رجل مبيعات مؤقت في هذا الفرع |
Şu ana kadar şubenin baktığı en büyük kredi. | Open Subtitles | إنه أكبر قرض يقوم به الفرع الذي أعمل لديه |
Bir şubenin kapatılacağını söylemek için doğru yerin şirket pikniğindeki bir skeç olabileceğini nasıl düşündün? | Open Subtitles | كيف اعتقدت أن أفضل طريقة لإعلان إغلاق فرع كان بمشهد كوميدي في نزهة الشركة؟ |
şubenin daha iyi bir yerlere gelmesi için planladığın fikirler olacak. | Open Subtitles | عن أفكارك البناءة لتحسين فرعك |
şubenin düzenini bozma, Catherine, tamam mı? Biz üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | لاتفقدينيصوابييا" كاثرين" إننا نعمل معاّّ في هذه القضية |
Yani perşembeleri, ana şubenin kasası para dolu oluyor. | Open Subtitles | ولذلك يوم الخميس يكون فرصة لمحاولة لشيء ما بالفرع الرئيسي |
Sadece babamın yatırımlarının karşılığını ödemeye ve bu şubenin çok ama çok kârlı olacağını kanıtlamaya yetecek kadar var. | Open Subtitles | يكفي فقط لاثبات أنّ أوراق الاستثمار جيدة وتثبت أن هذا الفرع مربح للغاية حقاً |
şubenin kapatılması gerektiğini yazanları hatırlayın. | Open Subtitles | أتذكرون التقرير الذي أوصى أن يُغلق هذا الفرع ؟ |
Bu şubenin tarihindeki en iyi müdür ol ve böylece şu hep aradığın üne ve ölümsüzlüğe ulaşmış ol. | Open Subtitles | لتصبح أعظم مدير في تاريخ هذا الفرع ،بهذه الطريقة لتحقق الشهرة والخلود التي تطمح لها؟ |
Ben John Modiger. Bu şubenin müdürüyüm. | Open Subtitles | أنا جون موناجير أنا مدير هذا الفرع |
Fakat şu anda gerçekten bilmem gereken, şubenin performansı. | Open Subtitles | لكن الآن أود حقاً معرفة أداء الفرع |
Savaş Departmanı, bu şubenin dosyalarını denetlemeye karar verdi. | Open Subtitles | قسم الحرب قرر التدقيق بقضايا هذا الفرع |
Her ne kadar David Wallace doğru giden tek şubenin bizimki olduğunu söylese de ki bu da kendi kıçımızı kurtarabileceğimiz anlamına geliyor. | Open Subtitles | على الرغم من أن ديفيد ولاس قال بأننا الفرع الوحيد الذي كان في الحقيقة يعمل بشكل صحيح لذا من المحتمل أننا نحن من قام بإنقاذ مؤخراتنا |
Savaş Departmanı, bu şubenin dosyalarını denetlemeye karar verdi. | Open Subtitles | قسم الحرب قرر التدقيق بقضايا هذا الفرع |
Bir nevi yıllık inceleme. İşimdeki yeni şubenin kârlı olduğunu göstermek için. | Open Subtitles | الاستعراض السنوي , نوع بيّن لي فرع جديد من الاعمال المربحة |
Şehir merkezindeki şubenin müdürünü arayıp çok özel bir müşterinin acilen kasa kutusuna erişmesi gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | اتصل بمدير فرع وسط المدينة وقال له أن ثمة عميل مميز يريد الوصول إلى صندوق ودائعه في الحال |
şubenin daha iyi bir yerlere gelmesi için planladığın fikirler olacak. | Open Subtitles | عن أفكارك البناءة لتحسين فرعك |
Hemen şubenin kontrolünü ele al. Peki. | Open Subtitles | سيطــر على فرعك فوراً - حسناً - |
şubenin düzenini bozma, Catherine. Bunun üzerinde biz çalışıyoruz. | Open Subtitles | لاتفقدينيصوابييا" كاثرين" إننا نعمل معاّّ في هذه القضية |