Peder Samaan projemi onayladı ve onun onayı oradaki topluluğun desteğini sağladı. | TED | فكان أن بارك الأب سمعان المشروع، وموافقته جعلت جميع السكان ينضمون إلينا. |
Bu kalabalık topluluğun hareketini izledim, dağılmalarını ve onun yüzünü görebilmeyi istedim. | TED | كنت اراقب تحركهم في مجموعات أمل أن يتفرقوا وأن أستطيع رؤية وجهها |
Burada bir göz soketi ve onun önünde küçük bir diş görebilirsiniz. | TED | يمكنكم أن تروا تجويف العين وبمقدوركم أن تشاهدوا السن الصغير في المقدمة. |
Bir gün burada sen ve onun kalması onun rüyasıydı. | Open Subtitles | وكان حلمه أن يوما ما لك وانه ستقف هناك معا. |
Ama doktor benim ve onun için iyi olanı yapmalıyım. | Open Subtitles | ولكنني طبيبه المعالج، وعليّ أن أفعل ما أراه في صالحه |
Ben sadece bazı araştırmalar yaptım ve onun harika olduğunu söylemeliyim. | Open Subtitles | أردت أن أقول أنني قمت ببضعة أبحاث ، اتضح أنه عظيم |
Bir sebep bulamadım ve onun biraz geri zekalı olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ولم أستطع أن أجد أي سبب لذا توقعت أنها بطيئة الفهم |
Pekâlâ, şimdi kadehimi damat ve onun güzel eşi şerefine kaldırıyorum. | Open Subtitles | لذا, أنا الاّن أريد أن أقدم نخبا إلى العريس وعروسه الرائعة |
Ve onun da kim oldugunu biliyorum. Karinin öldügünü saniyordum. | Open Subtitles | وأعرف من تكون هذه أيضاً اعتقدت أن زوجتك قد ماتت |
O, bir baba ve onun bazı haklı kaygıları var. | Open Subtitles | أنه أباك ومن حقه أن يظهر لك بعض مما يقلقه |
Onun emanetine karşı dürüst olmaya çalıştım ve onun çağrısını herkese taşıdım. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أكون صادقاً لثقته وأحمل رسالته للجميع, مهما كان الشخص |
Kararını vermiş ve onun için en iyisinin ne olduğunu bilmesine izin vermeliyiz. | Open Subtitles | لقد أتخذ قراره وأظن أن علينا أن نسمح له بأن يُميز الأفضل له |
Güzel kadını ve onun geri zekalı seyisini vurmak üzereyim. | Open Subtitles | أنا أوشك أن أطلق النار على امرأة جميلة وسايسها المتخلف |
Gece ikide bir araba alarmı ötmeye başladı ve onun ödünü kopardı. | Open Subtitles | في الثانية صباحاً، أنذار سيارة أنطلق خافت، وأنتهي الأمر أن نقضي الليلة |
İş yerinde paranın kaybolduğu ve onun suçlandığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | تبين لي أن مالاَ مفقوداَ في العمل وهو الملام عليه |
Ve onun da almasının tek sebebi prodüksiyonun onayladığını söylememdir. | Open Subtitles | ولم يأخذها إلا لأني أخبرته أن قسم الإخراج وافق عليها |
Lanetlilerin Tanri'dan af dilemesini ve onun sevgisiyle bize katilmalarini istiyorum. | Open Subtitles | أود الملعـونيـن أن يطلبـون المغفرة من الإلـه ويجتمعـون معنـا في حبــه |
Bu onun için çok önemli biliyorum ve onun yüzünü kara çıkartmak istemiyorum. | Open Subtitles | لقد علمت للتو أن هذه صفقة كبيرة له و لا أريد أن أخذله. |
Ama sizin burda kalmanınz gerekiyor, ve onun yerini söylemelisiniz. | Open Subtitles | لكـن يجـب أن تبقى هنـا يجـب أن تخبرني أيـن مكانهـا |
Böylece en iyi arkadaşım avukatım ve onun kızı da doktorum olabilir. | Open Subtitles | وبهذه الطريقة يمكن لأفضل أصدقائي أن يكون المحامي الخاص بي وفتاته طبيبتي |