ويكيبيديا

    "- bak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • انظر
        
    • أنظر
        
    • انظري
        
    • اسمع
        
    • أنظري
        
    • اسمعي
        
    • إسمع
        
    • إسمعي
        
    • إنظر
        
    • انظرى
        
    • إنظري
        
    • أسمعي
        
    • أصغ
        
    • أنصتي
        
    • أنظرى
        
    - Bak, emin değilim... - Oh, emin değilmiş. Afalladım. Open Subtitles انظر انا لست متأكدا اوه انه غير متأكد انا مندهش
    - Bak dostum, gerçekten de Chicago'dayım. - Tabii öyledir. Open Subtitles انظر يا رفيق,أنا أضمنك ، أنا في شيكاغو نعم صحيح
    - Kaz engellerine dikkat et. - Bak su ne kadar soğuk. Open Subtitles ـ أنظر إلي حركة الأوز ـ تري كم هو بارد هذا الماء
    - Apache gürültü yapmaz. - Bak ne verdi bana. Open Subtitles ـ الأباتشي لا يحدث أية ضوضاء ـ انظري ماذا أعطاني
    - Bak, hiçkimseye zarar vermek istemedim! - O zaman öyle kalsın! Open Subtitles اسمع انا لم اعنى لكى اجرح اى شخص لنجعلها على هذه الطريقه
    - Bak, yıllar önce ne olduğunun bir önemi yok... Open Subtitles أنظري , لا يهم ما حدث كل هذه السنين الماضية
    - Sana söylüyorum, bunların yerlerini değiştirmen lazım. - Bak, ufaklık bana işimi nasıl... Open Subtitles أنا أقول لك انهم يجب أن يغيروا اسمعي ، جيرلي
    - Bak Nick, burada Juliette'in yanında kalmak istediğini biliyorum. Open Subtitles انظر, نيك اعلم بانك تريد البقاء هنا.. والمكوث برفقة جولييت
    - Bak, ben hep Derek cinayetinin öz annemle ilgili olduğunu hissettim. Open Subtitles انظر , لقد شعرت دائما ان قتل ديرك له علاقة بأمي الحقيقية
    - Bak, geçen gece sen gittikten sonra ne oldu? Open Subtitles حسناً، انظر ما حصل ليّ البارحة عندما رحلت. ما هذا؟
    - Bak, sana üssüm olarak saygısızlık ettiğim için kızgınsın bana. Open Subtitles انظر انا اعرف انك غاضب لانني قللت من احترامك كرئيسي لا
    - Bak ben... senin için oradaydım sen kişisel nedenlerle karınla gittin. Open Subtitles أنظر أنا كنت هنا من أجلك أخر مره ذهبت فيها للمشاورة الزوجية
    - Bak, benim zaten kendi sorunlarım var. - Düşündüğünden daha kötü. Open Subtitles ـ أنظر, لدي مشاكلي الخاصة ـ أنها أسوأ مما تتصور
    - Bak Wilbur, biz eski dostuz, değil mi? - Evet. Open Subtitles ـ أنظر , ويلبور كنا دائماً زملاء , أليس كذلك؟
    - Düz durabilir misin? - Bak nasıl geri geldim. Open Subtitles هل تستطيع ان تقف مستقيما انظري كيف سأعود كما كنت
    - Bak, ev işinin garipleştiğinin ben de farkındayım. - Öyle. Open Subtitles ـ انظري ، أعلم أن المنزل بالكامل يبدو غريباً ـ أجل
    - Bak, sana önceden farklı söylediğimi biliyorum ama o zaman çok küçüktün. Open Subtitles اسمع , أعرف أني أخبرتك بشيء مختلف من قبل لكنك كنت أصغر بكثير
    - Neden yaşadığına inanmama izin verdiniz? - Bak, bu çok uzun bir hikaye, Kim. Open Subtitles لماذا جعلتنى استمر على اعتقادى اسمع يا كيم, انها قصة طويلة
    - Bak, gittiğini biliyorum. - Acı verdiğini biliyorum. Üzgünüm. Open Subtitles أنظري , أنا أعرف أنه رحل و أعرف أن هذا مؤلم , و انا آسف
    - Bak Blair, biliyorum manzaranı Yale'e ayarladın ama bu kurukafa-kemik işi biraz fazla. Open Subtitles اسمعي يابلير اعلم انا قبولك حتمياً في جامعة يال لكن الحادثة كانت كبير بما فيه الكفاية
    - Bak ben senin ailen değilim ama aşk tehlikeli bir şeydir. Open Subtitles ـ نعم, سيدي ـ إسمع, أنا لستُ أحد والديك لكن أعتقد بأنه يجب أن تعلم الحُب شعور خطر
    - Bak öyle oldu böyle oldu, o iş olmadı. Open Subtitles إسمعي لقد ذهب يميناً وأنا يساراً لم يكن مقدر له
    - Bu kadar yeter, o öldü. - Bak, onu oraya göndermek benim fikrimdi. Open Subtitles هذا كافٍ لقد رحل إنظر لقد كانت فكرتي أن ارسله هناك
    - Bak, zamanını boşa harcıyorum. - Neden böyle diyorsun? Open Subtitles . انظرى , انا اهدر وقتك لماذا تقولى ذلك ؟
    - Bak, sana para vermeyeceğim, kaybol başımdan. Open Subtitles إنظري, لن نقوم بإعطائك أية نقود, لذا إذهبي
    - Bak, Brian'ın yaptıklarıyla bir ilgim yok. Ben sadece kız arkadaşıyım. Open Subtitles .أسمعي ،ليس لدي دخل في جميع ما يفعلة براين أنني صديقته الحميمة وحسب.
    - Bak bana. Güvenin var, bana güveniyorsun, değil mi? - Evet. Open Subtitles أصغ لي , يجب أن تثقي بي , هل تثقين بي ؟
    - Bak canım, dinle maalesef sen o elbiseyi giymeden çıkamayız. Open Subtitles حسناً يا عزيزتي , أنصتي أخشى أننا لن نرحل لحين ان ترتدي فستانك
    - Sadece Pazar günü bağırmak istemedik. - Bak, Ann. Open Subtitles لا نريد فقط أن نصيح انه يوم الأحد- أنظرى أن-

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد