| - Bunun için bizi suçlamanı istemiyorum. - Sizi bir şey için suçlamayacağım. | Open Subtitles | ولا أريدك أن تلومنا على ذلك - لن ألومكم على أي شئ - |
| - ...bunun için cezalandırılmalıyım. | Open Subtitles | لقد أخذت وقتاً من يومك لتنظيف هذه الفوضى يجب معاقبتي على ذلك .. |
| - Bunun için doğruca zirveye çıkacağım. Billboard listesinde yılın sanatçısı. | Open Subtitles | سأذهب مباشرة إلى القمة من أجل ذلك مغنيالعامالأول.. |
| - Bunun için üzgünüm. Sabırlı olun. Sizi buradan olabildiğince çabuk çıkaracağım. | Open Subtitles | أعتذر بشأن ذلك إصبري قليلاً وسأخرجكِ من هنا بأسرع وقت ممكن |
| - Bunun için üzülme. | Open Subtitles | . لا يتملكك الحزن الشديد حيال ذلك |
| - Bunun için arabada bir gün geçirmiş olmalısın. | Open Subtitles | -وأمضيت يوماً في القيادة لأجل هذا -نعم |
| - Bunun için İngiltere'den geleceğim. - Geleneklerin şerefine. | Open Subtitles | ـ سآتي مخصوص هنا من بريطانيا من أجل هذا ـ عادة جميلة .. |
| - Yine de sen sorumlusun. - Bunun için hayatımı mahvetmem! | Open Subtitles | مع ذلك كنت مسؤلة لن أدمر حياتى بسبب هذا |
| - Zarar görmeni istemiyorum. - Bunun için çok geç. | Open Subtitles | لا أريدك أن تتأذين - فات الأوان على ذلك - |
| - Bunun için bir şey kullanıyor musun peki? | Open Subtitles | هل تأخذين وصفةً طبيّة لتساعدكِ على ذلك ؟ |
| - Pişman olacağın şeyler yapma. - Bunun için artık geç. | Open Subtitles | ـ لا تفعل أيّ شيء تندم عليه ـ لقد فات الأوان على ذلك |
| - Bunun için seni asla affetmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن اسامحك على ذلك أنا لا احتاج السماح منكي |
| - Bunun için onları suçlayamam. | Open Subtitles | انا لا استطيع ان الومهم على ذلك |
| - Bunun için biraz geç artık. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على ذلك ماذا حدث لك؟ |
| - Ne olur yardım edin. - Bunun için buradayız. | Open Subtitles | ..ساعدونا - نحن هنا من أجل ذلك,يا سيدتي - |
| - Bunun için gerçekten ondan nefret etmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا حقاً أريد أن أكرهها من أجل ذلك |
| - Bunun için üzülemeyiz, bunun için üzülmeyi reddediyorum. | Open Subtitles | لا يمكننا الحزن بشأن ذلك ارفض ان نحزن لأجل ذلك |
| - Bunun için endişelenme Tampico'ya döndüğümüzde mangırlarınızı alacaksınız, tamam mı? | Open Subtitles | ستحصل على آجرتك , يالتأكيد لا تقلق بشأن ذلك " عندما نعود إلى " تامبيكــو |
| - Evet. - Bunun için kusura bakma. | Open Subtitles | -اسف حيال ذلك,لأن كان علينا التعامل جيدا" بتفحص منزلها |
| - Bunun için yanlış adamla konuşuyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تتحدثين للشخص الخطأ حيال ذلك |
| - Bunun için öleceksin. | Open Subtitles | ستموت لأجل هذا. |
| - Bunun için her şeyi yapacağınızı söylemiştiniz. | Open Subtitles | الآن,لقد قلت أنك راغبة في فعل أي شيء من أجل هذا |
| - Bunun için seni açığa alabilirlerdi. | Open Subtitles | يمكنهم أن يوقفوكَ عن العمل بسبب هذا |
| - Buraya bak, sen! - Bunun için çok geç. | Open Subtitles | انظر أعتقد أنه فات أوان ذلك الآن |
| - Bunun için çok harcadın mı? | Open Subtitles | وأنت دفعتَ ثمناً بهيظاً مقابله |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 