Söz veriyorum sonra her şeyi açıklayacağım ama şimdi acil durum planını uygulamalısın. | Open Subtitles | أعدك سأشرح كل شئ فيما بعد لكن الأن يجب أن تتبعي خطة الطوارئ |
Her şeyi açıklayacağım ama önce bu ufaklığın yönünü değiştirmek zorundayım. | Open Subtitles | سأشرح كل شيء ولكن أولاً يجب أن نغير هذا تغيير طفيف |
Buradaki çoğu insan gibi ben de, dünyada bıraktığım etkiyi azami düzeye çıkarmak istiyorum. Bu yüzden size neden oradaki ekibe katıldığımı açıklayacağım. | TED | إنني كالكثير من الناس هنا، حسناً، أريد أن أزيد من تأثيري على العالم إلى أقصى الحدود، لذلك سأشرح لماذا انضممت إلى ذلك الفريق. |
- Ben sadece elçiyim. İşi yokuşa sürmezseniz, - programı size açıklayacağım. | Open Subtitles | أنا فقط رسول , اذا توقفتن عن المقاومة فسوف أشرح البرنامج لكم |
Herşeyi açıklayacağım -- kabuslarımı ve bu gece neler yaşandığını. | Open Subtitles | سأوضح لكِ كل شيء.. بشان ما حدث الليلة وبشان كوابيسي.. |
Bu ne demek açıklayacağım. Üç eğilime bakıyoruz. | TED | سأشرح ماذا يعني ذلك , نحن نبحث في ثلاث إتجاهات مختلفة. |
Daha sonra da neden açıkladığımı açıklayacağım. | TED | وفي النهاية سأشرح لكم لماذا قمت بشرحها. |
Sana sonra her şeyi açıklayacağım ama hemen şimdi buradan gitmek zorundayız. | Open Subtitles | سأشرح لك لاحقا, ولكن الآن, يجب ان نهرب على الفور |
Şimdi, bakın, ben size bir şey açıklayacağım ve de anlamadığınız bir ayrıntıyı, beni istediğiniz an durdurabilirsiniz. | Open Subtitles | والآن سأشرح لك أمراًَ وعندما لا تفهم أوقفني |
Biraz sonra açıklayacağım tatlım. Trende. | Open Subtitles | سأشرح لكِ لاحقاً يا حبيبتي على متن القطار |
Geçici sekreter gelir gelmez... telefon işlerini, kahveyi vesaire ona açıklayacağım. | Open Subtitles | هو صبي. بأي حال، ما أن تصل الموظفة المجتهدة المؤقتة، سأشرح لها الهواتف والقهوة |
Şimdi yaptığımız küçükbir deneyle size göstereceğim. Ve size açıklayacağım, | TED | سوف اعرض عليكم الاًن تجربة صغيرة قُمنا بها. ويجب ان أشرح لكم, |
Size onun durumu hakkında bilgi vereceğim ve neden size emanet ettiğimi açıklayacağım. | Open Subtitles | دعيني أشرح لك حالتها ولماذا عليك أن تعيريها أقصى اهتمامك |
Eve vardığımızda biz aşıklar arasında tartışma çıktığını, senin de çekip gittiğini benim de peşinden gelerek, seni geri getirdiğimi açıklayacağım. | Open Subtitles | عندما نصل إلى البيت سأوضح بأنه كان بيننا شجار جعلك تهربين وأنني ذهبت خلفك وأعدتك |
Biraz uyu, sonra her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | سأوضح لكِ كل ذلك بعد أن تنالين قسطاً من الراحة. |
Bir kere daha açıklayacağım, ve sonra telefonu kapatacağım. | Open Subtitles | سأوضّح لك مرة واحدة أخرى ثم سأغلق السماعة |
Onunla eve gidin. Yarın her şeyi açıklayacağım... | Open Subtitles | اذهبا الى البيت معه وفي الغد سأفسر لكم كل شيء |
Dışişleri Bakanlığı'nı arayıp, neden emirlerine uymadığımızı açıklayacağım. | Open Subtitles | سوف أذهب للاتصال بوزارة الخارجية، أفسر لهم لماذا أخترنا أن نتجاهل أوامرهم المباشرة. |
Ben bir blog yazarı, film yapımcısı ve kasabım ve bu kimliklerin nasıl bir araya geldiğini açıklayacağım. | TED | أنا مدوٌن و صانع أفلام وجزار. وسأشرح كيف اجتمعت تلك الهويات معاً. |
Daha sonra açıklayacağım. Bir, iki, üç, dört, beş. | TED | سوف اشرح لاحقا. واحد, اثنان, ثلاثة, اربعة, خمسة. |
Bu adımı zihinsel rotasyon adlı bir görev ile açıklayacağım. | TED | دعوني أوضح هذه الخطوة بالمهمة التي تدعى بــالتدوير العقلي |
Sana birşeyler göstermek istiyorum daha sonra herşeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | اريد ان اريك شيئاً بعدها ساوضح لك كل شيء |
Her şeyi açıklayacağım, söz veririm, ama şimdi olmaz. | Open Subtitles | سَأُوضّحُ كُلّ شيءَ، أَعِدُك، لكن لَيسَ الآن. |
İki Buttery Nipple ve bir Sex on the Beach isteğimi nasıl açıklayacağım? | Open Subtitles | و كيف سأقوم بشرح طلبي لاثنين من زبدة الحلمات و الجنس على الشاطئ |
Sonra açıklayacağım demedim mi? Geldiler. Hayır, hayır, hayır. | Open Subtitles | الم اقل لك انني ساشرح لك لاحقاً |
Yarın sabah Cleo Eller'ın cinayetini araştırmak için özel bir birimin kurulduğunu açıklayacağım. | Open Subtitles | سأعلن صباح الغد عن تشكيلة الوحدة الخاصة للتحقيق في جريمة قتل كليو إللر |
Babam bana dedi ki, "Bu bir"-- Ne demek istediğimi açıklayacağım. | TED | والدي قال لي، "هذه هي" -- سأفسّر ذلك لاحقا. |