| ağırlık, hareket ettiği sırada bacak kemiklerine farklı açılardan gelecek. | TED | الوزن سيكون على عظم الساقين في زوايا مختلفة كلما تحرك. |
| - Elbet. ağırlık testini Bay David'e gösterir misiniz lütfen? | Open Subtitles | من فضلكم هل لكم أن تعرضوا اختبار الوزن للسيد ديفيد؟ |
| Bir içer, bütün gün boş boş oturur, osurur, ağırlık çalışır. | Open Subtitles | يشرب البيرة، ويجلس دون أن يفعل شيئاً يخرج ريحاً، ويرفع الأثقال |
| İpe daha çok ağırlık bindiğini hissettim; ama bunun üzerinde çok fazla durmadım. | Open Subtitles | لاحظت وزن أكثر على الحبل لم أفكر في ذلك كثيرا و لكني أعتقدت |
| Bazı insanlar var çok hafif, bazısı aşırı ağır, bazılarında üstte çok fazla ağırlık var. | TED | هناك اشخاص بالغي الخفة. واخرون بالغو الثقل او اشخاص باجزاء ضخمة في القسم العلوي |
| ağırlık, boy ve diğer şeyler hastane kayıtlarında bulunur değil mi? | Open Subtitles | الوزن, الطول وكل هذه الأمور موجودة أيضاَ في المستشفى, صحيح ؟ |
| Sol ve sağ taraflar arasında ağırlık dağılımında farklılık var. | Open Subtitles | هناك تناقض فى توزيع الوزن بين الجانب الأيسر والجانب الايمن |
| Moloz parçalarının yaklaşık ağırlık ve boyutlarını ayrıca elektrik hattının gerilme direncini giriyorum. | Open Subtitles | إدخال الوزن والحجم التقريبي لقطع الأنقاض الآن، إضافة إلى مُقاومة الشد لخطوط الكهرباء. |
| Gayri Safi Yurtiçi Hasıla istatistiklerinde sıfır fiyat, sıfır ağırlık anlamına gelir. | TED | سعر صفر يعني صفر الوزن في إحصاءات الناتج المحلي الإجمالي. |
| Ancak, aksine onu benimseyip, ağırlık ve gerilim dağılımını yeniden düşündüklerinde, sadece eğer çatıda büyük bir delik varsa iş gören bir tasarımla ortaya çıktılar. | TED | ومع ذلك، بدلا من تبني ذلك وإعادة النظر في توزيع الوزن والإجهاد، جاءوا مع التصميم الذي يعمل فقط إذا كان هناك فتحة كبيرة في السقف. |
| Sabit ağırlık, 123 metre, üç dakika yirmi beş saniye | TED | الوزن الثابت، 123 متر، ثلاث دقائق و25 ثانية |
| Herkes, ağırlık çalışmaya, basketboluna ya da mastürbasyonuna devam etmek isteyecek. | Open Subtitles | الآن، أعرف أن جميعكم تريدون العودة إلى رفع الأثقال وكرة السلة. |
| Spor salonundayken serbest ağırlık bölümünde Hotch'ın, Strauss'un yerine geçeceği konuşuluyordu. | Open Subtitles | ظريف ذلك ظريف اسمع,عدما كنت بالنادي الكلام عند مكان وضع الأثقال |
| Çok zırhlı olur. Çok fazla ağırlık demek, seni yavaşlatır. | Open Subtitles | سيكون نسبة المعدن كبيرة سيزيد من وزن السيارة، ويبطئ سرعتها |
| Bunu şöyle de düşünebiliriz; bu ağırlık, iki normal insan beyninin toplam ağırlığına tekabül ediyor. | TED | وحتى أضعكم في السياق، فإنه يعادل وزن دماغي إنسانين عاديين. |
| Jettison biraz ağırlık atmalıyız yoksa asla Cybertron'a gidemeyeceğim. | Open Subtitles | جينسون فلتعطينى بعض الثقل والا لن نصل الى سيبرترون |
| Sadece spor salonuna gidip antreman yapmak ve ağırlık kaldırmak yeterli değildir. | Open Subtitles | لا يكفي أن تذهب للنادي و فقط تتدرب ، و ترفع الأوزان |
| Taşaklardan bahsedince, bence biraz daha... ağırlık eklemeliyim. | Open Subtitles | التحدث عن كيس الصفن, اظن أنني أستطيع, هل تعلم, لقد أضفت أثقال أخري. |
| Hayır, tam olarak değil. Havada bir ağırlık var. | Open Subtitles | كلا، ليس تماماً، هنالك ثقل في الهواء فحسب |
| Serginin her alanı lazer korumalı ayrıca, ısı, hareket ve ağırlık sensörleri mevcut. | Open Subtitles | كل معروض به حماية بواسطة أشعة الليزر مراقبة حرارة الغرفة و أستشعار للوزن |
| Koşan, kürek çeken ve ağırlık kaldıran güzel insanların resimleri. -Hoş, değil mi? | Open Subtitles | صور أشخاص لطاف يجرون ويجدفون ويرفعون الاثقال |
| Jackie Kallen boks tarihindeki en başarılı kadın yönetici... ve altı farklı ağırlık sınıfında şampiyon idare eden ilk kadın oldu. | Open Subtitles | اصبحت جاكي كالان أشهر مديرة أعمال في تاريخ الملاكمة والمرأة الوحيدة التي أدارت أعمال أبطال الملاكمة في ستة أوزان مختلفة |
| Düşük bir ağırlık merkezin var gibi. Özür dilerim. Sullivan. | Open Subtitles | يبدو كأنه لديك أنخفاض في منطقة الجاذبية عذرا , سوليفان |
| Küçük bir ağırlık alırsanız küçük bir kasılma, | TED | عندما تضعُ وزناً خفيفاً، يكون التقلّص قليلاً؛ |
| Arkadaki ayağınıza biraz daha ağırlık verin. | Open Subtitles | المزيد قليلاً من وزنك على القدم الخلفية هناك. |
| Dostum, ne kadar ağır bir çocuk böyle? Ne yani, ceplerinde ağırlık mı taşıyor? | Open Subtitles | ان هذة الطفلة ثقيلة فعلا هل تضع اثقال فى جيبها |
| Ölüm sonrası ağırlık bağlanmasından oluşan bir hasar yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك اى اضرار بعد الوفاة من الربط بثقل |