O kadar kuvvetli ve içten gülüyordum ki maskem suyla doluyordu çünkü sualtında ağlıyordum, bu harika bir olaydı. | TED | كنت اضحك بشدة .. وكانت عواطفي متقدة وكان قناعي يمتلىء بالماء لانني كنت ابكي في الاعماق لقد كان موقفا رائعاً |
O üç yaşındayken, ben tuvalette sessizce hıçkırarak ağlıyordum ve o beni buldu. | Open Subtitles | مره عندما كانت بعمر الثالثة كنت مختبئ في خزانة ابكي فيها بهدوء ولقد وجدتني |
Bizi ne zaman arabada, evde, bir mağazada yalnız bıraksalar ağlıyordum. | TED | في كل مرة يتم تركنا في سيارة، في منزل ، في متجر، كنت أبكي |
Ve eve giderken, devamlı ağlıyordum. | TED | وبحلول عودتي إلى المنزل، كنت أبكي دون انقطاع. |
Ben ağlıyordum, yorgunluktan bitap düşmüş ve iki mor gözle. | TED | هذه كانت رحلة بكيت فيها، مرهقة، ومضروبة وحول عيني سواد. |
Ama sandığın gibi, sözde günahlarım için değil dünyanın bu hâli için ağlıyordum. | Open Subtitles | لكن ليس على ذنوبي المزعومة كما فهمتي لقد بكيت على حال هذا العالم |
Evet, yağmurun altında ağlıyordum ama neden bilmiyorum. | Open Subtitles | نعم, كنتُ واقفة تحت المطر وأبكي ولكن لا أعرف لماذا |
Biraz anlayış gösterir misin? Dadım öldüğü için ağlıyordum. | Open Subtitles | أظهري بعض الإهتمام، كنتُ أبكي لأنّ مُربّيتي توفّت. |
O yüzden ağlıyordum, sonra Carl'la işi pişirdik. | Open Subtitles | ومن ثم انا جلست ابكي كارل وانا فعلنا ذلك ومن ثم |
Ve ben, bağırıyordum, ağlıyordum ama gerçekten, bunları yapıyordum. | Open Subtitles | بيلي قال انه انتهى وانا ابكي واصرخ لكن حقاً انا نسيت كل شي لاني... |
Birdenbire kütürdedi ve bir kütüğe yaslanmış ağlıyordum. Oldukça fazla stres altındaydın. | Open Subtitles | ثم فجأة إذا بي ابكي بقرب الشجرة |
Yüzdüm... yüzdüm... ağlıyordum... | Open Subtitles | كنت أسبح و أسبح وانا ابكي |
Evimi özlüyordum, yalnızdım ve bazı günler gerçekten ağlıyordum, ancak bütün bu duyguları iletme şeklim böyleydi. | TED | كنت أحن للوطن وكنت وحيدة بل إني كنت أبكي في بعض الأيام، لكن الوسيلة التي كنت أنقل بها مشاعري، |
Gölgemi kendime bağlayamadığım için ağlıyordum. | Open Subtitles | كنت أبكي لأنني لا أستطيع ادخال الظلّ كي يلتصق |
ağlıyordum çünkü gölgem durmuyor. | Open Subtitles | كنت أبكي لأنني لا أستطيع ادخال الظلّ كي يلتصق |
Trenin camından göremiyordum, çok ağlıyordum. | Open Subtitles | لم أستطع النظر خارج نافذة القطار، كنت أبكي بشدة. |
Tolbiac'ta her gece ağlıyordum ama annem bilmiyor. | Open Subtitles | لقد عشت في نزل لفترة طويلة جدا بالفعل. بكيت كل مساء في تولبياك ، بالرغم أن أمي لم تكن تعرف ذلك. |
Kısmen olan olayın şokundan ağlıyordum -çünkü birinin hayatını kurtaracağım hiç aklıma gelmezdi- ama asıl çocuklar için ağlıyordum. | TED | بكيت جزئيا من الصدمة مما حدث للتو لأنني لم أفكر أني سأقوم بإنقاذ حياة أي شخص على الإطلاق، لكني بكيت في الغالب بسبب الأطفال. |
Guam'da bir bilim insanı şunu yazdı, "Maskemin içinde ağlıyordum," resifin üzerindeki hasarı gördüğü zaman. | TED | كتب عالم في غوام، "بكيت في قناعي" عند رؤية الضرر على الشعاب المرجانية. |
Bekliyordum, sonra ağlıyordum sonra da seni aramaya gittim. | Open Subtitles | كنت أنتظر وأبكي وخرجت باحثة عنك |