Ama orayı terk ettiğimizde, her iki tarafı da, ayrılmak istemedikleri için ağlıyorlardı. | TED | عندما غادرنا، كل من الطرفين، كانوا يبكون لأنهم لم يريدوا المغادرة. |
Hepsi ağlıyorlardı. Çok hüzünlü bir manzaraydı. | Open Subtitles | لقد كانوا جميعاً يبكون والجميع حزين جداً |
Savaşa şarkılarla giderken, düğünde ağlıyorlardı. | Open Subtitles | انهم يذهبون للحرب وهم يغنون ويذهبون للأعراس وهم يبكون |
Her neyse uçaktaydım, iki bebek vardı ve uçuş boyunca ağlıyorlardı. | Open Subtitles | على كل حال, كنت في الطائرة وكان هنالك طفلين وكانا يبكيان طوال الوقت |
Birbirlerini tanıdıklarını sanmıyorum, sadece ağlıyorlardı. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهما يعرفان بعضهما لكن كانوا يبكيان فقط |
Çünkü buraya yürüyerek geldim ve insanlar koridorda ağlıyorlardı. | Open Subtitles | .. لأني وأنا داخل الى هنا كان هناك اشخاص يبكون في رواقك |
Yataklarda tepinip, annelerini çağırarak ağlıyorlardı. | Open Subtitles | إنهم جميعاً عرجاء على سرير كانوا يبكون ويطلبون أمهاتهم |
Köpekler, aileler çatılarda ağlıyorlardı... çünkü evlerini kaybetmişlerdi. | Open Subtitles | الكلاب والعائلات كانوا يقفون على الأسطح... يبكون لأن لم يعد لديهم مأوى من بعد الآن. |
ağlıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كان هؤلاء الاطفال يبكون. |
Dün ağlıyorlardı. | Open Subtitles | لـهذا ظلوا يبكون طوال الأمس. |
Yalvarıyorlar, ağlıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يترجون و يبكون |
ağlıyorlardı ve annelerine babalarına sesleniyorlardı. | Open Subtitles | ... كانوا يبكون |
Sürekli ağlıyorlardı. | Open Subtitles | كانا يبكيان بالكاد |