ويكيبيديا

    "ağzında" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فمك
        
    • فمها
        
    • فم
        
    • الفم
        
    • بفمك
        
    • بفمه
        
    • فمّك
        
    • بفمها
        
    • فمة
        
    • لسانك
        
    • أفواههم
        
    • مصب
        
    • فمكِ
        
    • فمّه
        
    • فَمِّه
        
    ağzında sosis mi var yoksa beni gördüğüne mi sevindin? Open Subtitles هل هذا نقانق في فمك أو أنت فقط سعيدٌ لرؤيتي؟
    ağzında cin salyalarken oturup beni aşağılayabiliyorsun, tüm gece beni parça parça ediyorsun, ne güzel. Open Subtitles تريدين الجلوس و الجين يتساقط من فمك و تتمادين فى إهانتى يمكنك تقطيعى إلى أجزاء طوال الليل ، أهذا يناسبك ؟
    Kurt Kelly gibi Neanderthals'ı biraz dinledim ama dediğine göre o ve Ram dün gece senin ağzında güzel bir kılıç kalkan oynamışlar. Open Subtitles أستمع إلى ننيدرشال مثل كورت كيلي نادرا لكنه قال بأنه وكبش كان عنده معركة سيف صغيرة لطيفة في فمك ليلة أمس.
    Bu aslında, tembel bir ineğin otlağın ağzında tekrar çıkmasını beklemesi gibidir. TED نوعاً ما, هذا يشبه بقرة كسولة تنتظر العشب قرب فمها لينمو مجدداً
    "Onu aramaya zorladığı için kocasının ağzında bir Koca Ayak görülür." Open Subtitles وبعد إلحاحه عليها لتتصل به تُكتشف قدمٌ كبيرة في فم زوجها
    Erkek sokmuyor, ağzında bunu yapacak organ bile yok. TED ذكور البعوض لا تلدغُ فهم حتى ليس لديهم أجزاء الفم للدغ.
    ağzında kahrolası bir penis varken gözlerini kapat. Open Subtitles أريني, هذه أغلقي عيناكٍ. وإلتقطي القضيب اللعين بفمك
    Birinci kural atışını yaparken ağzında her zaman bir sigara bulunsun. Open Subtitles الدرس الأول دائما أطلق وفي فمك سيجارة غير مشتعلة
    ağzında başlıyor sonra beynine doğru bir yolculuk yapıyor omurgandan aşağı doğru inip ayak parmaklarından dışarı çıkıyor... Open Subtitles إنه يبدأ في فمك ينتقل الى راسك ثم يمتد على طول العمود الفقري ثم ينفجر من أصابع قدميك
    Ama içine çekme, sadece dumanı ağzında tut. Open Subtitles و لكن لا تستنشقها حافظ على الدخان في فمك
    Uyurken ağzına donmuş jambon parçası koyabilir ve ağzında erimeye bırakabilirim. Open Subtitles يمكنني أن أضع قطعة لحم مجمده في فمك و أتركها حتى يذوب منها الثلج
    Kan basıncını destekleyen i.v.'yi kestiğimde, ağzında metalik bir tat hissedeceksin Open Subtitles ثم عندما أقطع جهاز الوريد سيسقط ضغط الدم وقد تشْعر بطعم معدني في فمك
    Yemeğini ağzında tut, seni yarı cahil maymun. Open Subtitles أبقِ وجبتك في فمك أيها القرد الباصق للطعام النصف أمي
    Evet, çünkü erkek arkadaşının dili ağzında olmadan 10 dakika vakit geçiremiyor. Open Subtitles أجل، لأنّها لا تستطيع إمضاء عشر دقائق بدون لسان صديقها في فمها.
    Eğer kloroform kullanıyorsa ağzında ve burnunda yanma olması gerekmiyor mu? Open Subtitles ألا يعني استعماله للكلوروفورن وجود حروقات حول أنفها و فمها ؟
    Kahrolası şeyin ağzında koca bir zincir vardı. Open Subtitles تلك الملعونة.كانت لها سلسلة كبيرة متدلية خارج فمها
    "Dünya'nın kıyısında, azgın denizin ortasında yılanın ağzında başka bir kilit daha bulunur." Open Subtitles فى نهاية العالم حيث البحر الهائج فى فم ثعبان البحر هناك مفتاح اخر
    Yanlış bir hareketi sonucu, adamın kafası aslanın ağzında kaldı. TED الجزء الأخير من عرضه لم يتم جيدًا ورأسه حُشرت داخل فم الأسد.
    Ayrıca, soluk borusunda ya da ağzında iplik dokusuna dair bir iz bulmadım. Open Subtitles أيضاً لم أجد أثر ألياف على الترقوة أو الفم
    Diyeceğim şu ki, ağzında altın kaşıkla doğmamak insanı bir yola sürüyor olabilir ama o yolda kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles ما أريد قوله، هو أن وجود ملعقة فضيّة بفمك بدلًا من الذهبية، قد وضعك في طريق ما لكنك في حاجة لأن تسلكه
    Çünkü nasılsa eve geldiği zaman ağzında iki tane takma diş olduğunda anlarsın. Open Subtitles عندما يعود للبيت مع طقمين من الاسنان بفمه
    Kaplumbağayla oyuncaklara gömülmüştün, parmağın ağzında. Open Subtitles أنت كنت عمق كرات في تلك السلحفاة مع إبهام في فمّك.
    Bilirsiniz işte, elleri olmayan kızın ağzında kalem tutarak resim çizdiğini görmüşsünüzdür. TED كما تعرفون، يمكن أن تكونوا قد رأيتم الطفلة الصغيرة من دون يدين ترسم صورةً وهي تمسك القلم بفمها
    İçişleri'nden geldiysen adamın ağzında jiletler vardı. Open Subtitles اذا كنت من الشئون الداخلية هذا الرجل كان لدية أمواس داخل فمة
    Bir an dürüst olup, sonra da dilini ağzında tutamıyorsun... Open Subtitles منذ وهلة كنت السيد صريح ورديّ الخدين، وبعدئدٍ تأكل لسانك...
    # Kimse senin düğününe... # ...ağzında kötü tadla gelmesin. Open Subtitles لن يكون هناك أحد في زفافك بطعم سيء في أفواههم
    Ayılar hazır kıta bekliyor, somonlar ise nehir ağzında toplanıyor. Open Subtitles الدببة مستعدة و جاهزة, وتتجمع اسماك السلمون عند مصب النهر.
    Doğum günü gecende banyoda ağzında bir bıçakla aç onu. Open Subtitles ،افتحيهِ بمُنتصف الليل في يوم ميلادك .مع سكين في فمكِ
    Tam da bilmiyorum çünkü tek düşündüğüm oğlumun ağzında lolipop oluşuydu. Open Subtitles ولكن لمْ أستطع أن أعرف حقاً، لأنّ جلّ ما كنتُ أفكّر به، "لديه حلوى مصاصة في فمّه."
    Demek Robbins'in adamın ağzında bulduğu siyahlık bu yüzdendi. Open Subtitles حَسناً، الذي يُوضّحُ تغيير اللون Robbins وَجدَ حول فَمِّه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد