Zıtları tamamlayan birisine aşık olmak benim için daha olası. | Open Subtitles | أنا افضل الوقوع في الحب مع شخص مختلف عني تماما. |
Ben de yaptım. Bir anda, bu iki paralel giriş gözler önüne serildi. Matthew'a aşık olmak, Aaron öldüğünde kaybettiklerimin büyüklüğünü anlamama yardım etti. | TED | وفجأة، بدأت هاتان القصتان سويًا، وجعلني الوقوع في الحب مع ماثيو أن استوعب ضخامة ما فقدته مع أرون. |
Tamam, bunu dişleri çok erken çıkan birinin tavsiyesi olarak al aşık olmak bir erkek ve kadını, fantastik bir gizeme doğru... | Open Subtitles | حسنا خذيه من شخص لديه من أوائل حياته الوقوع في الحب سر رائع |
"Nihayet bu zavallı öğrendi aşık olmak neydi." | Open Subtitles | وأخيرا هذا هو الوقت لقلبى المسكين ليعرف ما هو شعور الوقوع فى الحب |
Sizce bir daha öyle aşık olmak mümkün müdür? | Open Subtitles | هل تعتقد إنه من الممكن أن تقع في الحب مثل ذلك ثانية؟ |
Birine aşık olmak başka bir şey ama birisini karısından boşanmak için cesaretlendirip arabanın arkasına köpeğinin yanına yapıştırmasını yapıştırmak başka bir şey. | Open Subtitles | انتِ تعرفين . بان الوقوع بحب شخص و تشجعينة على ترك زوجتة الجديدة |
Sean'a bir daha aşık olmak istemiyorum. | Open Subtitles | انني لا اريد الوقوع في الحب مرة آخري مع شون |
Bütün yaptığımın aşık olmak olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | انا كنت اظن ان كل ماكنت افعله هو الوقوع في الحب |
Ama bir gün ben de aşık olmak isterim. Kadınları severim. | Open Subtitles | و لكنِّي أحب الوقوع في الحب أنا أحب النساء |
Ama bir gün ben de aşık olmak isterim. Kadınları severim. | Open Subtitles | و لكنِّي أحب الوقوع في الحب أنا أحب النساء |
aşık olmak aklıma geldiğinde hep onlar gelir aklıma onun gibi gündüzler ve bunun gibi geceler. | Open Subtitles | وعندما أفكر في الوقوع في الحب ذلك ما أتصور أيام كتلك الايام |
Sonra, Addy aşık olmak ve ruhlarımızı paylaşmak ile alakalı şeyler söyledi. | Open Subtitles | لكن أدي بدأت بالتحدث معي حول كيف يكون الوقوع في الحب ومشاركة روحك |
İIk kez aşık olmak çok üstün bir şeydi. | Open Subtitles | أعتقد أن الوقوع في الحب لأول مرة هو شعور لا مثيل له |
"Nihayet bu zavallı öğrendi aşık olmak neydi." | Open Subtitles | وأخيرا حان الوقت لقلبى المسكين أن يعرف معنى الوقوع فى الحب |
Yedi yıI önce bir ajanın yapabileceği en tehlikeli şeyin aşık olmak olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمت منذ سبع سنوات أخطر الأشياء التى يفعلها الجاسوس وهو الوقوع فى الحب |
Her yer sihirle dolu, insanlar aşık olmak istiyorlar. | Open Subtitles | هناك سحر في الهواء الناس تريد أن تقع في الحب |
Zengin bir erkeğe aşık olmak fakir bir erkeğe aşık olmak kadar kolay | Open Subtitles | إن الوقوع بحب رجل ثريّ يماثل سهولة الوقوع بحبّ رجل فقير. |
İçinizden hiçkimse mi biriyle beraber olmak, aşık olmak istemiyor yani? | Open Subtitles | ألا تريدين أن تكوني مع رجل، وتقعين في الحب |
Demek kaderimize birbirimize aşık olmak yazılmış. Evet. | Open Subtitles | هذا يعني أننا متوأمان |
Gabrielle şimdi John'un ona âşık olmak üzere olduğunu açıkça görebiliyordu. | Open Subtitles | لقد رأت (جابرييل) بوضوح كيف كان يقع في غرامها |
Bu bir az tiksindiricidir. Nitekim, kaldırma sanatçıları için birine aşık olmak zaman kaybıdır. Bu sizin cazibe sermayenizi israf eder, Bu nedenle aşk bir hastalık, bir enfeksiyon gibi elenmelidir. | TED | وهو أمر مثير للإشمئزاز. بالطبع بالنسبة لفناني الإلتقاط، أن تقع في حب أحدهم هو مضيعة للوقت وهو تبذير لرأسمال الإغواء بالتالي يتوجب إزالته كأنه مرض، أو عدوى |
Hoşlandığımdan emin bile olamadığım bir adama aşık olmak istemiyorum. | Open Subtitles | .. لا أريد أن أقع في حبّ رجل .. لست متأكدة أنني معجبة به أصلاً |
âşık olmak ve işinde başarılı olmak bir erkeğin başına gelebilecek en kötü şey olması çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | قد يكون أن الوقوع بالحب والوصول للنجاح... ربما هو الشيئ الأسوأ الذي قد يحدث لأي رجل |
- Bak George, çabucak aşık olmak... benim ayrılmaz bir parçam gibi duruyor ama... geçmişte yaptığım hataları tekrarlamak istemiyorum ve... aramızdaki şey çok, çok, çok hızlı ilerliyor... bu yüzden bence biraz ara vermeliyiz. | Open Subtitles | اسمع جورج ,الوقوع في حبي بهذه السرعة نوعا ما هو ضريبة جمالي , لكن انا فقط لا أريد تكرار نفس أخطاء الماضي |