Bu yüzden ben farklıyım. İnsanların en ufak acılarını bile hissedebiliyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا مختلف، يمكنني إستشعار أدنى معاناة للإنسان |
Tekrar dönmek için yeterli acılarını Hızlı bulmak için yeterli Uzun | Open Subtitles | فترة كافية لنجد ألمهم بسرعة كافية لنعود مجدداً |
İnsanlar yüzleştikleri adaletsizliklerin hikâyelerini anlatmak için gölgelerden çıkıyordu ve onların acılarını hissedebiliyordum. | TED | إن الناس تظهر من الخفاء لسرد قصص الظلم التي تعرضوا لها، وأستطيع الشعور بآلامهم. |
Zamanımızın çoğu, hayatın acılarını azaltmaya çalıştığımız zamanlardır. | Open Subtitles | نقضي معظم أوقاتنا في محاولة التقليل من آلام الحياة |
Çoğu kez, acılarını dindirebileceğimizi düşünerek bu yerlerin yeniden yapılandırılmasında acele ediyoruz. | TED | غالبًا ما نندفع لإعادة صنع هذه الأماكن، مفكرين أنه من الممكن تخفيف آلامهم. |
Ama onların acılarını bizim dünyamıza getirerek paylaşmak dünyayı değiştirmiyor. | Open Subtitles | لكن دمج معاناتهم في حياتنا الخاصة لن تغيّر نهج العالم |
Meleklerin onun dünyevi acılarını zihninden silsin. | Open Subtitles | ربما يجعل ملائكته تزيل عن ذاكرتك كل معاناتك السابقة في دنيانا |
hayatındaki her anı paylaşmak için, acılarını yarıya indirip çekmek için. | Open Subtitles | لتشاركك في لحظة من حياتك، لتتحمل نصف أعباء أحزانك |
Efendimin bana verdiği güç ile, ona acılarını dindirecek gücü verebilirim. | Open Subtitles | بالقوّة فقط استطيع ان اخدمه أستطيع إعطائه القوّة لإنهاء ألمه. |
Evet, biliyorum, bizim duygularımız ve şefkatimiz yok, müvekkillerimizin acılarını anlamak istemeyiz. | Open Subtitles | أجل ، أعرف هذا نحن لا نملك مشاعر أو تعاطف لا تعاطف مع معاناة العملاء |
Başkalarının acılarını önemsemeyenlerden rahatsızım. | Open Subtitles | و مستاء من الناس الذين يسخرون من معاناة الآخرين |
Verdiğin yağ acılarını azaltıp, huzur bulmalarını sağladı. | Open Subtitles | زيوتك تحفف ألمهم. تساعدهم على بعضٍ من الراحه. |
Bu iki kıza vereceğim vaatler için ağladım, ve acılarını hafifletmek için bütün bunlara beraber çözüm ürettiğimiz için minnettarım. | Open Subtitles | بكيت على حال هاتان الفتاتان اللطيفتان و أنا ممتن للغاية لأننا نستطيع التعاون لنخفف ألمهم |
Bu da beni soğuttu. Sen onların acılarını hissedip ,onlara yardım ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تحسين بآلامهم وأنت تساعدينهم على أية حال |
Bana kalırsa kurbanların acılarını güçlü bir şekilde hissediyor ve bundan zevk alıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يشعر بآلامهم تماماً، الـأمر فقط أنه يستمتع بها. |
Çin'in şu an yaşadığı bizim de geçmişte yaşadığımız büyüme acılarını çekmesi. | Open Subtitles | ما يحدث في الصين الآن هو أنهم يمرون نفس آلام النمو أن فعلنا. |
acılarını, daha yapıcı bir şekilde yönlendirmek için nasıl destekleyebiliriz? | TED | كيف يمكننا دعمهم لتوجيه آلامهم نحو أمر هادف؟ |
Yemeğe ve kıyafete hiç ihtiyaç duymamış kişiler onların acılarını nasıl anlayabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن للذين ليسوا بحاجة للغذاء والكساء فهم معاناتهم ؟ |
Yükünü Tanrı'nın ayağının önüne bırak tüm acılarını ve ızdıraplarını ve O'na bizleri affetmesi için yalvar. | Open Subtitles | ضعي كل أعباءك تحت قدمي الرب كل معاناتك ضعيها تحت قدميه وتوسلي إليه ليغفر لنا |
acılarını unutmak için mi içiyorsun, vicdanını rahatlatmak için mi? | Open Subtitles | هل تحتسي الخمر لتُغرق أحزانك أم لتغرق وعيك؟ |
Bence o çorba gerçekten de acılarını azalttı. | Open Subtitles | أظنّ بأن الحساء ساهم فعلاً في تخفيف ألمه |
Özür dilerim tatlım, parmağımı şıklatıp bütün acılarını alıp kendime yükleyemem. | Open Subtitles | أنا آسف جداً يا عزيزتي لأن ليس بأستطاعتي أخذ كل آلامك وحملها عنكِ |
Ama yapamıyorsun. Benimle konuşamıyorsun. acılarını benimle paylaşamıyorsun. | Open Subtitles | ولكنك لا تستطيع، لا تستطيع التحدث إلي لا تستطيع مشاركة ألمك معي |
Artık Taani ile istediğin kadar dans edebilirsin Onu daha iyi tanı, güldür ona mutluluk ver ta ki tüm acılarını unutturanana kadar ve Taani'yi herzamanki eğlenceyi seven haline geri döndür. | Open Subtitles | الان ارقص مع تانيتك كما تريد ... تعرف إليها أكثر واجعلها تضحك ... امنحها أكوام من السعادة بحيث تنسى كل آلامها |
Onlar arar; sempatiklerdir; diğerlerinin acılarını paylaşmaya çalışırlarİ ve sonra-- onlar dinler. | Open Subtitles | يسألون عن الألم الذي يمر به الشخص الآخر ثم يستمعون |
Yani buraya gelen birkaç kişi acılarını kaybettiler. | Open Subtitles | إدا عدة أشخاص زارو هدا المكان إختفت ألامهم مؤخراً |