"acılarını" - Translation from Turkish to Arabic

• معاناة
• ألمهم
• بآلامهم
• آلام
• آلامهم
• معاناتهم
• معاناتك
• أحزانك
• ألمه
• آلامك
• ألمك
• آلامها
• الألم الذي
• ألامهم

Bu yüzden ben farklıyım. İnsanların en ufak acılarını bile hissedebiliyorum.
لهذا السبب أنا مختلف، يمكنني إستشعار أدنى معاناة للإنسان

Tekrar dönmek için yeterli acılarını Hızlı bulmak için yeterli Uzun
فترة كافية لنجد ألمهم بسرعة كافية لنعود مجدداً

İnsanlar yüzleştikleri adaletsizliklerin hikâyelerini anlatmak için gölgelerden çıkıyordu ve onların acılarını hissedebiliyordum.
إن الناس تظهر من الخفاء لسرد قصص الظلم التي تعرضوا لها، وأستطيع الشعور بآلامهم.

Zamanımızın çoğu, hayatın acılarını azaltmaya çalıştığımız zamanlardır.
نقضي معظم أوقاتنا في محاولة التقليل من آلام الحياة

Çoğu kez, acılarını dindirebileceğimizi düşünerek bu yerlerin yeniden yapılandırılmasında acele ediyoruz.
غالبًا ما نندفع لإعادة صنع هذه الأماكن، مفكرين أنه من الممكن تخفيف آلامهم.

Ama onların acılarını bizim dünyamıza getirerek paylaşmak dünyayı değiştirmiyor.
لكن دمج معاناتهم في حياتنا الخاصة لن تغيّر نهج العالم

Meleklerin onun dünyevi acılarını zihninden silsin.
ربما يجعل ملائكته تزيل عن ذاكرتك كل معاناتك السابقة في دنيانا

hayatındaki her anı paylaşmak için, acılarını yarıya indirip çekmek için.
لتشاركك في لحظة من حياتك، لتتحمل نصف أعباء أحزانك

Efendimin bana verdiği güç ile, ona acılarını dindirecek gücü verebilirim.
بالقوّة فقط استطيع ان اخدمه أستطيع إعطائه القوّة لإنهاء ألمه.

Evet, biliyorum, bizim duygularımız ve şefkatimiz yok, müvekkillerimizin acılarını anlamak istemeyiz.
أجل ، أعرف هذا نحن لا نملك مشاعر أو تعاطف لا تعاطف مع معاناة العملاء

Başkalarının acılarını önemsemeyenlerden rahatsızım.
و مستاء من الناس الذين يسخرون من معاناة الآخرين

Verdiğin yağ acılarını azaltıp, huzur bulmalarını sağladı.
زيوتك تحفف ألمهم. تساعدهم على بعضٍ من الراحه.

Bu iki kıza vereceğim vaatler için ağladım, ve acılarını hafifletmek için bütün bunlara beraber çözüm ürettiğimiz için minnettarım.
بكيت على حال هاتان الفتاتان اللطيفتان و أنا ممتن للغاية لأننا نستطيع التعاون لنخفف ألمهم

Bu da beni soğuttu. Sen onların acılarını hissedip ,onlara yardım ediyorsun.
أنت تحسين بآلامهم وأنت تساعدينهم على أية حال

Bana kalırsa kurbanların acılarını güçlü bir şekilde hissediyor ve bundan zevk alıyor.
أعتقد أنه يشعر بآلامهم تماماً، الـأمر فقط أنه يستمتع بها.

Çin'in şu an yaşadığı bizim de geçmişte yaşadığımız büyüme acılarını çekmesi.
ما يحدث في الصين الآن هو أنهم يمرون نفس آلام النمو أن فعلنا.

acılarını, daha yapıcı bir şekilde yönlendirmek için nasıl destekleyebiliriz?
كيف يمكننا دعمهم لتوجيه آلامهم نحو أمر هادف؟

Yemeğe ve kıyafete hiç ihtiyaç duymamış kişiler onların acılarını nasıl anlayabilir?
كيف يمكن للذين ليسوا بحاجة للغذاء والكساء فهم معاناتهم ؟

Yükünü Tanrı'nın ayağının önüne bırak tüm acılarını ve ızdıraplarını ve O'na bizleri affetmesi için yalvar.
ضعي كل أعباءك تحت قدمي الرب كل معاناتك ضعيها تحت قدميه وتوسلي إليه ليغفر لنا

acılarını unutmak için mi içiyorsun, vicdanını rahatlatmak için mi?
هل تحتسي الخمر لتُغرق أحزانك أم لتغرق وعيك؟

Bence o çorba gerçekten de acılarını azalttı.
أظنّ بأن الحساء ساهم فعلاً في تخفيف ألمه

Özür dilerim tatlım, parmağımı şıklatıp bütün acılarını alıp kendime yükleyemem.
أنا آسف جداً يا عزيزتي لأن ليس بأستطاعتي أخذ كل آلامك وحملها عنكِ

Ama yapamıyorsun. Benimle konuşamıyorsun. acılarını benimle paylaşamıyorsun.
ولكنك لا تستطيع، لا تستطيع التحدث إلي لا تستطيع مشاركة ألمك معي

Artık Taani ile istediğin kadar dans edebilirsin Onu daha iyi tanı, güldür ona mutluluk ver ta ki tüm acılarını unutturanana kadar ve Taani'yi herzamanki eğlenceyi seven haline geri döndür.
الان ارقص مع تانيتك كما تريد ... تعرف إليها أكثر واجعلها تضحك ... امنحها أكوام من السعادة بحيث تنسى كل آلامها

Onlar arar; sempatiklerdir; diğerlerinin acılarını paylaşmaya çalışırlarİ ve sonra-- onlar dinler.
يسألون عن الألم الذي يمر به الشخص الآخر ثم يستمعون

Yani buraya gelen birkaç kişi acılarını kaybettiler.
إدا عدة أشخاص زارو هدا المكان إختفت ألامهم مؤخراً