O Tanrı'nın adamı değil. | Open Subtitles | إنه ليس رجل الرب |
Kurucumuz bir iş adamı değil. | Open Subtitles | مؤسسنا ليس رجل أعمال. |
Çalışanı kovun, evet. Ama adamı değil. Onun ruhunu silip atamayacaksınız. | Open Subtitles | إطرد الموظف ولكن ليس الرجل فلايمكنك أن تلغي روحه |
Bu, kızı suçlayan çocuktu, adamı değil. | Open Subtitles | الطفل فقط هو من يلوم فتاة على أخطائه ليس الرجل |
Hayır, sen işi kabul ettiğini söyledin, adamı değil. | Open Subtitles | لا، فلقد كان قبولكِ للوظيفة نفسها، وليس الرجل |
Başlattığı akımı yaz Roger, adamı değil. | Open Subtitles | تكلم عن الحركة يا "روجر" وليس الرجل |
Benim istediğim yazı bu. Ahlaksız bir Gizli Servis adamı değil. | Open Subtitles | هذه هي القصة التي أريدها وليس رجل خدمة سرية يتلاعب بالحسابات |
Bu da sizi katil yapar, iş adamı değil. | Open Subtitles | هذا يجعلك قاتلاً وليس رجل أعمال |
Bekle, sen GPM'si ve rozetleri olan vahşi doğa adamı değil misin? | Open Subtitles | ألست رجل الكشافة الخارق، مع جهاز تحديد المكان والشارات؟ |
Kanun adamı değil bu | Open Subtitles | هذا ليس رجل قانون |
- Aksiyon adamı değil. | Open Subtitles | -هذا ليس رجل عملي -فما الذي توحي إليه؟ |
Ray bir iş adamı değil. | Open Subtitles | سمة (راي)، هي أنّه ليس رجل أعمال. |
Bize fikirleri hatırlayın dendi, adamı değil. | Open Subtitles | نحن نتذكر الفكرة و ليس الرجل |
adamı değil. Programı. | Open Subtitles | ليس الرجل البرنامج |
İş adamı değil misin? | Open Subtitles | ألست رجل أعمال؟ |