Meşgul bir adam olduğunu biliyorum. Sana biraz zaman kazandırayım dedim. | Open Subtitles | أعرف أنك رجل مشغول، لكنني فكرت بأن أوفر لك بعض الوقت |
Gel, çok zeki bir adam olduğunu duydum. Beni neden aradığını merak ettim. | Open Subtitles | بربك، لقد سمعت أنك رجل ماهر، وأنا في شوق لمعرفة لماذا طلبت لقائي. |
Polise onun kendi halinde garip, küçümen bir adam olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | أخبروا الشرطة أنه رجل غريب منطوي على نفسه. |
Nasıl bir adam olduğunu hakkında yanılsamalarım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي أي وهم حول أي رجل من الرجال هو |
Hadi oradan. Hiç de bir şey kazanmadın. Aklından geçenleri ve ne mene bir adam olduğunu anladım. | Open Subtitles | ولا شئ لم تربح أى شئ درست طريقة تفكيرك وأى نوع من الرجال أنت |
Senin kötü adam olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | إذن ,إنهم يقولون أنك الرجل الشرير أهذا ما يقولونه ؟ |
Sana kötü bir adam olduğunu söylediğime inanamıyorum. Ama eğer yaptıysam, özür dilerim. | Open Subtitles | لا أصدق أني قلت بأنك رجل سيء ولكن إن فعلت ذلك فأنا آسفه |
Hayır. Sadece kendisi dışında her şeye inancını kaybetmiş bir adam olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | كلا، اعلم انك رجل فقد ايمانه بكل شيء ما عدا نفسه |
Lütfen onun çok kötü bir adam olduğunu söyle. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنّه رجل سيء للغاية |
Benim suçum olduğunu biliyorum, çünkü hiç doğru adam olduğunu hissetmedim. | Open Subtitles | لكنّ هذا خطئي.. أعرف أنه خطئي لأنني لم أفكر بأي منهم على أنه الرجل المناسب |
Asla iyi bir adam olduğunu söyleyemem ama soykırım yapan biri için çalışmak? | Open Subtitles | أنا لن أقول أبداً أنك رجل طيب، لكن أن تقف في صف قاتل؟ |
İnsanlar tanrısına adanmış bir adam olduğunu anlayınca çok farklı davranıyorlar. | Open Subtitles | الناس يعاملونك بشكل مختلف عندما يكتشفوا أنك رجل الله |
Ve eğer bu yaptığın, ona güvenilir bir adam olduğunu göstermekse... istersen biraz daha yemek tiyatrosu yapabiliriz. | Open Subtitles | لكن إذا كانت هذه طريقتك لتريها أنك رجل متزن أظن أننا يمكن أن نقوم بمسرح عشاء أكثر إذا أردت |
Tamam, ben öyle düşünmüyorum. Ben onun iyi bir adam olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً أنا لا أعتقد هذا أنا أعتقد أنه رجل لطيف |
Yeni bina sahibiyle konuşamayacak olman yazık çünkü mantıklı bir adam olduğunu duydum. | Open Subtitles | إذاً لن تقومي بالكلام مع مالك المبنى الجديد ما سوف يعيبك لأنني سمعت أنه رجل واقعي |
Belki de tüm dünyanın O'nun nasıl bir adam olduğunu bilmesini istiyorumdur. | Open Subtitles | ربما أريد أن يعرف العالم أي نوع من الرجال هو. |
ve bu faziletli seçim onun nasıl gerçek bir adam olduğunu ortaya çıkarır. | Open Subtitles | و الفضيلة عبر أختيارها كانت تعني أي نوع من الرجال هو |
Hans, bu bok kafa senin ne tür bir adam olduğunu bilmiyor, ama ben biliyorum. | Open Subtitles | هانز, هذا السافل لايعرف أَيّ نَوْعٍ مِنَ الرجال أنت لكن أنا أعرف |
Senin o adam olduğunu hepimiz biliyoruz. Sen kurtarıcısın. Batıran benim. | Open Subtitles | كلنا نعرف أنك 'الرجل'، أنت هو المنقذ و أنا الفاشل |
Sana kötü bir adam olduğunu söylediğime inanamıyorum. Ama eğer yaptıysam, özür dilerim. | Open Subtitles | لا أصدق أني قلت بأنك رجل سيء ولكن إن فعلت ذلك فأنا آسفه |
Kürsüde olacağım ve onlara iyi bir adam olduğunu söyleyeceğim ve bunu benim için yaptığını. | Open Subtitles | وسوف اصعد المنصة وسوف اخبرهم انك رجل طيب وانك قمت بذلك من اجلي |
Zamanla ne kadar harika bir adam olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | بمرور الوقت، ستعرف أنّه رجل عظيم حقـًا |
Kaç kez doğru adam olduğunu düşündüğümüz kişi için... arama izni almamız engellendi? | Open Subtitles | كم مرة منع عنا مذكرة ونحن نعلم أنه الرجل الصحيح ؟ |
Bana Lalin'i soracak olsalar... sağlam bir adam olduğunu söylerim. | Open Subtitles | الآن أي شخص يسألني عن لالين يجب أن أقول أنه شخص رائع |
Kızını öldüren adamın oy verdiği adam olduğunu öğrenince ne hissedecek dersin? | Open Subtitles | كيف سيشعر برأيك عندما يعرف أن الرجل الذي انتخبه أمر بقتل ابنته؟ |
Bay Ferguson, hala Sean Nokes'un iyi bir adam olduğunu düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | مستر فيرجسون, هل مازلت تعتقد أن شون نوكيس كان رجل جيد؟ |
Bu gece eve gittiğinde ona iyi bir adam olduğunu söylemek istemez misin? | Open Subtitles | ألا تريد أن تذهب الليلة وتخبره بأنك رجلٌ صالح؟ |
Onun resmine baktığımı ve onun, resimdeki en büyük adam olduğunu ilk defa fark ettiğimi hatırlıyorum. | TED | ومن ثم، رُحتُ أحـدّقُ في صورةٍ له، وللمرة الأولى أدركُ أنه الشخص الأكثر بدانة في الصورة. |
Geldiğin için müteşekkirim. Meşgul bir adam olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | شكرًا على ملاقاتي، أعلم أنّك رجل مشغول. |