| Gemideki insanlar şu anda adaya geri dönüyor ve buraya vardıklarında, bu soruların hiçbir önemi kalmayacak. | Open Subtitles | انهم بطريقهم للجزيرة وعندما يصلون فكل هذه الأسئلة ليست لها قيمة |
| Ama işin en zor kısmı, yiyeceği adaya geri götürmek çünkü bu hava sahasını hırsızlarla paylaşıyorlar. | Open Subtitles | لكن الجزء الأصعب هو الرّجوع بالطعام للجزيرة لأن معهم لصوصاً في مجالهم الجوّي. |
| Pekala, adaya geri dön yoksa, köpekbalıkları tarafında yenileceksin. | Open Subtitles | حسناً, عُد للجزيرة وإلا فسيتم أكلك بواسطة أسماك القرش |
| O zaman en iyisi beni adaya geri gönderin ki soruyu kendi sorsun. | Open Subtitles | في هذه الحالة عليك إعادتي إلى الجزيرة ليسألني ذلك بنفسة |
| Sulh Yargıcı kurtarma ekiplerini adaya geri gönderme emrimi iptal etti. | Open Subtitles | لقد ألغى الحاكم للتو أوامرى... ... بإرسال فرق إنقاذ إلى الجزيرة. |
| Senin yolunsa, ne yaptıysan ya da yaparsan yap adaya geri dönmek. | Open Subtitles | ودربك، مهما فعلتَ أو تفعل، فإنّ دربك يفضي إلى الجزيرة |
| Hisoka'nın yardımının karşılığını ödediğime göre adaya geri dönüp Mito-san'a lisansımı göstermek istiyorum. | Open Subtitles | رددتُ الدين لـ (هيسوكا)، لذلك أودّ العودة للجزيرة لأُري عمّتي (ميتو) رخصة الصيد. |
| O adaya geri dönemem. | Open Subtitles | لاأستطيع العودة للجزيرة |
| adaya geri döneceksin demedim. | Open Subtitles | لم أقل أنك ستذهب للجزيرة |
| adaya geri döneceksin demedim. | Open Subtitles | لم أقل بأنّك ستعود للجزيرة |
| adaya geri dönüyorsun. | Open Subtitles | ستعود للجزيرة. |
| adaya geri dönüyorsun. | Open Subtitles | ستعود للجزيرة. |
| Zamanda yolculuk yapıp adaya geri döndük ve bazı şeyleri değiştirdik. | Open Subtitles | عدنا عبر الزمن إلى الجزيرة وغيّرنا بعض الأمور |
| Çünkü 1977'de ölürsen, 30 yıl sonra yük gemisiyle adaya geri dönemezsin. | Open Subtitles | لأنّكَ إن متّ في 1977 فلن تعود بالسفينة إلى الجزيرة بعد 30 عاماً من الآن |
| - Bugün adaya geri dönüyorum. Öncelikle küçük bir işi halletmem gerekiyor. | Open Subtitles | سأعود إلى الجزيرة اليوم، حالما أفعل أمراً واحداً: |
| O kadar basit değil. Onu adaya geri götürmemiz lazım. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيداً مِن ذلك علينا إعادتها إلى الجزيرة |
| Sadece bunun nasıl seni bu adaya geri getirdiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | إنما أعجز عن تبيّن كيف يفترض بهذا أن يعيدك إلى الجزيرة. تحديدًا. |
| Zaferleri ile desteklenen muzaffer kahramanlar, birkaç fırtınalı geceden sonra adaya geri gönderilmek üzere yola çıktılar. | TED | وأبحر الأبطال المظفّرون قُدُماً، مُعزَّزين بنصرهم المؤزّر... قبل أن يعودوا أدراجهم إلى الجزيرة بعد عدة ليالٍ عاصفة. |
| Sabah olunca sandalını alır ve adaya geri döner. | Open Subtitles | ومع الفجر علي، أخذ قاربه إلى الجزيرة |