ويكيبيديا

    "akıllılık" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الذكاء
        
    • حكيماً
        
    • ذكيا
        
    • ذكياً
        
    • حكيمة
        
    • بذكاء
        
    • حكيما
        
    • حكيمًا
        
    • والذكاء
        
    Hayır, fakat bu akıllılık köleler arasında hiç özendirilmemiş. Open Subtitles كلا، لكن الذكاء لم يكن موضع تشجيع بين العبيد
    Bana saygı göstersen, akıllılık etmiş olursun. Open Subtitles ستكون حكيماً لو عاملتني بقليل من الاحترام
    Bana akıllılık taslamıştı. Kızlar tuvaletine itmiştim. Open Subtitles أصبح ذكيا معي مرة ودفعته إلى غرفة الفتيات
    Onunla evlenerek akıllılık etmişsin. Senden boşanarak akıllılık etmiş. Open Subtitles كُنتَ ذكياً جداً لزواجكَ منها و كانَت ذكيَة جداً لتطليقِك
    Bütün bu kedilerden dolayı güzel mobilyalalarının olmamasıyla akıllılık etmişsin. Open Subtitles ، مع كل هذه القطط أنتِ حكيمة بأن لايكون لديكِ أثاث رائــع
    Ben saklanmıyorum, akıllılık ediyorum. Open Subtitles لأن هذا أسهل من التورط بالمتاعب أنا لست أختبئ، أنا أتصرف بذكاء
    Onları ya da beni yargılarken kişisel kan davanın gözünde bulut oluşturmasına izin vermezsen akıllılık edersin. Open Subtitles ويجب أن تكون حكيما بأن لا تدع حقدك الشخصي يشوّش حكمك لهم أو لي.
    Danny, Candace'in özel işlerine karışmayarak akıllılık etti. Open Subtitles داني كان حكيمًا عندما أبتعد عن علاقات كانديس الشخصية
    akıllılık ile korkaklık arasında çok ince bir çizgi vardır. Open Subtitles هناك خيط رفيع بين الجبن والذكاء
    Bu daha çok onların bir çeşit akıllılık gösterdiğidir. Open Subtitles انها تقريبا كما لو أنها تظهر نوع من الذكاء.
    aynı sosyoekonomik geçmişten gelirler, genel olarak aynı akıllılık seviyesindedirler, genel olarak aynı alımlılıktadırlar, ve aynı dinî görüşte olurlar. TED من الخلفية الاجتماعية والاقتصادية نفسها، على نفس المستوى من الذكاء العام، على الصعيد نفسه من المظهر الجيد عموما، نفس القيم الدينية.
    akıllılık etmeye çalışma. Open Subtitles لا تلعب لعبة الذكاء معي لا يا سيدي ..
    Benim danışıklı dövüşümü kabul ederek akıllılık ettin. Open Subtitles لقد كنت حكيماً لقبولك عرضي في التواطؤ.
    Obi-Wan onu benden saklamakla akıllılık etmiş. Open Subtitles "أوبي-وان" كان حكيماً في إخفائها مني.
    Saklanmakla akıllılık ettin, John. Open Subtitles "أنت كنت حكيماً لتختبئ هكذا يا "جون
    İçki içiyorsanız da akıllılık yapın ve araba kullanmayın. Open Subtitles و إن حدث و أكثرت من الشراب كن ذكيا بشأن هذا و دع أحدهم يأخذك إلى وجهتك.
    - Tanığın mı? - Bu doğruysa onu takip etmeyerek akıllılık etmişsin Gezgin. Open Subtitles إذا كان ذلك صحيحا فقد كنت ذكيا بعدم لحاقك به، أيها المسافر
    akıllılık edip güzergahı değiştirmek zayıf olmak demek değildir. Open Subtitles هو الشيء الوحيد المُهم في هذا الأمر أن تكون ذكياً وتغير مسار السِكة ليس كأن تكون ضعيفاً
    akıllılık etmeye çalışma, çünkü değilsin. Open Subtitles . لا تحاول أن تكون ذكياً ، لأنك لست كذلك
    Papağanlar tedbirli davranmakta akıllılık etmiş. Open Subtitles كانت الببغاوات حكيمة بأن تكون حذرة.
    Bana gelerek akıllılık ettin. Open Subtitles كنتِ حكيمة لمجيئك إلي
    akıllılık edip kürek sporunu seçtim, sonrasında da bayağı ilerlettim. TED فاخترت بذكاء التجديف و كنت جيدا في ذلك
    O adamdan kaçmakla akıllılık ettin. Open Subtitles لقد كنت حكيما بهربك من ذلك الرجل
    Onu buraya getirmekle akıllılık etmişsin Burke. Open Subtitles كنت حكيمًا باحضارها، (بورك).
    - akıllılık ile korkaklık arasında çok ince bir çizgi vardır. Open Subtitles -بسرعه هناك خيط رفيع بين الجبن والذكاء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد