| Ve Batı dünyasında, fiilen sessizliğe alışkın değiliz. | TED | في العالم الغربي، لسنا معتادين على الصمت أثناء الحديث. |
| Sonlara alışkın değiliz. Korku, heyecan, kaybetme hissi... | Open Subtitles | لسنا معتادين عليها الخوف, القلق, الخسارة |
| Bunları elle yapmaya alışkın değiliz. | Open Subtitles | لسنا معتادين على تركيبها يدويا. |
| Evet, iki güzel kızın direkt yanımıza gelmesine alışkın değiliz. | Open Subtitles | نعم، نحن لم نعتد على وجود فتاتين جميلات... يتجهن نحونا |
| Gürültülü komşu sahibi olmaya pek alışkın değiliz de. | Open Subtitles | حسناً . نحن لم نعتد على وجود جيران مزعجين |
| Ebeveynlerin çocuklarını seks objesi olarak görmesine alışkın değiliz. | Open Subtitles | لم نعتد على الآباء والأمهات رؤية أطفالهم كأداة للمتعة الجنسية. |
| Fiziksel temaslı selamlaşmalara alışkın değiliz. | Open Subtitles | لسنا معتادين على التّرحيب باللمس الجسدى |
| Bu mahallede böyle şeyler olmasına alışkın değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا معتادين على تلك الأمور بجيرتنا |
| Oh, biz değiliz... alışkın değiliz... | Open Subtitles | حسناً لسنا معتادين على صالات يوجا جميلة |
| - Biz de kırmızı halılara alışkın değiliz. | Open Subtitles | لسنا معتادين على الزوار - لسنا معتادين على البساط الأحمر - |
| Biz fark edilmeye alışkın değiliz. | Open Subtitles | نحن لم نعتد على أن تتم ملاحظتنا |