Yeni taktırdım, galiba bunlara alışmak biraz zaman alacak. | Open Subtitles | أنا فقط حصلت على هذه. وهم في طريقهم ل يستغرق بعض التعود. |
Bu Brian Clough'ı üzecektir ama. Yeni bir kulübe alışmak zaman alır. | Open Subtitles | إن هذا يستغرق بعض الوقت لتعتاد على النادي الجديد |
Hayır, nasılsa buna alışmak zorundayım. Hemen alışsam iyi olur. | Open Subtitles | لا، يجب أن أعتاد على هذه الحال يوماً ما ومن الأفضل أن أبدأ اليوم |
Onun öldüğü gerçeğine alışmak için zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة لبعض الوقت للتعود على حقيقة وفاتها |
Özel sektör hayatına alışmak biraz zaman alır. | Open Subtitles | الحياة في القطاع الخاص ستأخذ وقتًا للإعتياد عليها |
Tabii bittiğinde, bunlara alışmak zaman alıyor. | Open Subtitles | بالطبع، عندما ينتهي، من الصعب الاعتياد على الملابس، |
Ağırlığa alışmak çok uzun zaman sürüyor. | TED | أمّا الوزن فيستغرق وقتا طويلا كي تعتاد عليه. |
Bu dünyada iyi olan her şeye alışmak zaman alır. | Open Subtitles | كل ما هو جيد في هذا العالم يتطلب وقتاً للاعتياد عليه. |
Güney Kore'deki hayata alışmak kolay olamamasına rağmen bir plan yaptım. Üniversite giriş sınavına çalışmaya başladım. | TED | ورغم أن التأقلم على الحياة في كويا الجنوبية لم يكن سهلاً إلا أنني أعددت خطة. وبدأت أدرس لإختبارات الإلتحاق بالجامعة |
Fizikçiler ve kimyagerler neredeyse bir yüzyıl geçirdiler bu tuhaflığa alışmak için. | TED | لقد أمضى علماء الفيزياء والكيمياء ما يقرب من قرن من الزمان محاولين الإعتياد على هذه الغرابة. |
Kalp atışının olmamasına alışmak zor. | Open Subtitles | انه فقط صعب التعود علي عدم وجود ضربات للقلب |
Evet. alışmak gerekecek, ama güven bana, çok seveceksin. | Open Subtitles | أجل , ذلك يحتاج إلى بعض من التعود لكن ثق بي |
Yalnız olmaya alışmak zorundayım. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تكون لوحدك هكذا لابد لي من التعود على الوحدة |
Bu fikre alışmak için biraz zamana ihtiyacı olabilir. | Open Subtitles | حسنا, ربما ستحتاج لبعض الوقت لتعتاد على الفكرة. |
Biraz alışmak gerekiyor biliyorum ama senin türün için bu depo, 8.000 yıl evvel tarımın gelişimiyle aynı değerde. | Open Subtitles | تأخذ وقت لتعتاد عليه أعلم بذلك لكن بالنسبة لفصيتلك هذا يساوي نصف مزرعه مبينه لأكثر من 80,000 سنه |
Eğer içmek istiyorsan, bana uyar. Bu duruma alışmak zorundayım. | Open Subtitles | اذا أردتي أن تشربي , لا بأس يجب أن أعتاد علي هذا |
Dikkat et. Trambolin yerlere alışmak zaman alır. | Open Subtitles | احذري، الأرضية المطاطية تحتاج وقتاً للتعود عليها |
Evet, alışmak biraz zaman alıyor. Ne garip. | Open Subtitles | أجل, أعتقد أن الأمر يستغرق وقتاً للإعتياد على ذلك |
Ama artık işler böyle yürüyecek. Buna alışmak zorundayız Johnny. | Open Subtitles | لا بد أن هذا هو الوضع الجديد وما علينا إلا الاعتياد عليه |
Yağ ve tereyağı yok. Sadece alışmak gerekiyor. | Open Subtitles | هذه بدون زيت أو زبد عليك فقط أن تعتاد عليها |
alışmak çok uzun sürdü. | Open Subtitles | لقد تطلب الأمر وقتاً طويلاً للاعتياد عليه. |
Anksiyeteyle yaşamaya alışmak uzun ve zor bir süreçtir. | Open Subtitles | التأقلم مع حالتك قد يكون طريقا طويلا وشاقا |
Eğer itibarımızı kaybedersek buna alışmak zorunda kalıcaz | Open Subtitles | لقد أصبحنا أكثر من مجرد فريق رجبي وعلينا الإعتياد على ذلك |
Sanırım buraya alışmak sandığımdan daha uzun sürecek. | Open Subtitles | أخمن بأنها ستأخذ أكثر مما اعتقدت000 للتعوّد على هذا المكان |
Ailesi şehirden gelmiş, yeni çevresine alışmak zorunda. | Open Subtitles | عائلته إنتقلت من المدينة مما اضطره للتكيف مع ذلك |
Bir kız bu alışmak çünkü daha iyi, dikkatli olun. | Open Subtitles | يجب أن تحذر ، لأن الفتاة قد تتعود على هذا |
Danny, inan bana, bu alışmak isteyeceğin bir şey değil. | Open Subtitles | داني , صدقيني آنه لا شي , الذي ستعتاد عليه ابداً |
alışmak. | Open Subtitles | اعتد عليه. |