Üç kişilik iş yapacaksın, ofisinde yemeye alışsan iyi olur. | Open Subtitles | ستقوم بعمل ثلاثة أشخاص إعتد على تناول الغداء في مكتبك |
Buraya alışsan iyi edersin. Uzun süre buradasın çünkü çok uzun süre. | Open Subtitles | إعتد على ذلك ...فسوف تبقى هنا لوقت طويل جداً |
Birleştiriyoruz, o yüzden alışsan iyi olur. | Open Subtitles | نحن سندمجه مع بعض لذلك تعوّدي على ذلك. |
Buna alışsan iyi edersin çünkü senin etrafında da saçma sapan şeyler yapacaklar. | Open Subtitles | ويجب عليك ان تعتادي على ذلك لأن الصبيه سيقومون بهذه الامور الغبيه أمامك. |
alışsan iyi olur, uzun zaman takacaksın. | Open Subtitles | اعتد عليهم, سترتديهم كثيراً. |
Birlikte yaşamak zorundayız, buna alışsan iyi olur. Lütfen. | Open Subtitles | سنعيش هنا معاً، لذا عليك الإعتياد على ذلك، لطفاً |
Boşluk. alışsan iyi edersin. | Open Subtitles | فراغ , إعتادي على هذا |
alışsan iyi olur zira uzunca bir süre böyle bir yerde kalacaksın. | Open Subtitles | من الأفضل أن تعتادي الأمر, لأنك ستكونين في مكان كهذا لفترة طويلة. |
-Biliyor musun, buna alışsan iyi olur çünkü oraya taşınırsan ilişkimiz böyle olacak. | Open Subtitles | 30 في الصباح هنا. كنت أفضل تعتاد على ذلك لأنه إذا كنت الخطوة، وهذا هو كيف علاقتنا ستكون. |
Buna alışsan iyi olur. Bir daha onunla asla konuşamayacaksın. | Open Subtitles | اعتادي على ذلك لن تتحدثي معه مجدداً أبداً |
Sadece onun kuralı işte. Buna alışsan iyi olur. | Open Subtitles | إنه إعتقادها، تماشٍ مع الأمر |
Bu fikre alışsan iyi olur. | Open Subtitles | إعتد على هذه الفكره |
Bu fikre alışsan iyi olur. | Open Subtitles | إعتد على هذه الفكره |
alışsan iyi olacak. Çünkü yarından sonra yokum. | Open Subtitles | من الأفضل لكِ أن تعتادي على هذا لأني سأغادر بعد غد |
Kusura bakma ama, buna alışsan iyi olur. | Open Subtitles | آسفة ,لكن ربما يجب أن تعتادي على ذلك |
alışsan iyi olur, uzun zaman takacaksın. | Open Subtitles | اعتد عليهم, سترتديهم كثيراً. |
Bunun biraz zaman alacağı fikrine alışsan iyi edersin. | Open Subtitles | عليك الإعتياد على أن البحث عن الحقيقة قد يحتاج على الأرجح لـ بعض الوقت |
Buna alışsan iyi edersin. | Open Subtitles | -أجل, إعتادي على ذلك |
alışsan iyi olur evlat çünkü hayat bir sürü hüsran ve acı hayal kırıklıklarıyla dolu. | Open Subtitles | أفضل تعتاد على ذلك الآن، طفل، لأن الحياة سلسلة من الأحلام المكسورة وخيبات الأمل المريرة. |
Çok boktan bir his, değil mi? Buna alışsan iyi edersin. | Open Subtitles | شعور مقزز,اليس كذلك اعتادي على ذلك |