| Bak, onları biraz para ödeyip, almak isteyen önemli bir alıcım var. | Open Subtitles | اسمعي، لدي مشتري مهم أبدى استعداده لأخذها مني مقابل مبلغ جيد من المال. |
| Bomba için bana 500 milyon Euro vermeye hazır alıcım var. | Open Subtitles | لدي مشتري مستعد لدفع 500مليون يورو لأجلها |
| Bir alıcım var. Çok güzel bir iş yapabiliriz. | Open Subtitles | لدي مشتري نستطيع ان نقيم بعض الاعمال |
| alıcım karşısında, şerefimi kaybetmiş durumdayım. | Open Subtitles | لا يُمكنني أن أحظى بشرف عقد الصفقة مع المشتري. |
| alıcım anlaşmaya hazır. Şehirde şu an. | Open Subtitles | زبوني جاهز للتفاوض إنه في المدينة |
| Bir alıcım var. Satılan önemli bir şey için. | Open Subtitles | لدي مشتري ، هناك شيء كبير يباع |
| Sanırım buna uygun bir alıcım var. | Open Subtitles | اعتقد انه يوجد مشتري لك |
| Çaresiz bir alıcım var. | Open Subtitles | لدي مشتري متلهف |
| Hayır. Onun için bir alıcım var. | Open Subtitles | أنا آسف, لم أعرف, لدي مشتري |
| Sıraya aldığım bir alıcım çoktan var. | Open Subtitles | لقد حصلت على مشتري محتمل |
| Birkaç motosiklet için Londra'da bir alıcım vardı. | Open Subtitles | كان لدي مشتري في "لندن" لبعض الدرّاجات |
| Orange County'de ayakkabı mağazası zincirine sahip bir alıcım var ve Nolan onunla çalışmayı bırakmamı istiyor. | Open Subtitles | هناك مشتري يمتلك سلسلة متاجر أحذية في "أورانج كاونتي"َ والذي يريدني (نولان) أن أتوقف عن العمل معه |
| Bir alıcım var bile | Open Subtitles | لا , لدي مشتري مسبقا . |
| Bir alıcım var. | Open Subtitles | لدي مشتري |
| - Bir alıcım var. | Open Subtitles | -لدي مشتري |
| alıcım gelecek hafta New York'un orta yerinde bombayı teslim alıp kullanacak. | Open Subtitles | "المشتري لدي سيوصلها إلى نصف "نيويورك ويستخدمها الأسبوع القادم |
| alıcım kokain istiyor. | Open Subtitles | المشتري يريد الكوكايين. |
| alıcım kabul etti. | Open Subtitles | المشتري يريد حصته |
| Koltuğun altında bir silah var. Fakat, ona ihtiyacımız olmayacak, alıcım sağlam. | Open Subtitles | لكن لن تحتاجين إليها لأن زبوني موثوق |