- Dostlarımız, intikamınız alınacak. - Kapayın çenenizi. | Open Subtitles | يا رفاق السفينة، سيتم الإنتقام لكم إخرس أنت. |
Eğer resimdeki sizseniz laboratuarınızdaki bütün aletler sökülecek ve karantinaya alınacak. | Open Subtitles | ..اذا كانت صورتك هي التي بالصورة فكل قطعة من ادواتك بالمعمل سيتم تفكيكها وحجزها |
Kitaba yapacakları yatırımı amorti etmek için kitaptan alınacak bölüm bir dergide yayınlanacak. | Open Subtitles | سيتم نشر جزء من الحوار في مجلة كطريقة لسداد الاستثمارات التي سيضعونها في الكتاب |
Vodoo hafife alınacak bir konu değil. | Open Subtitles | ان الشعوذة ليست بالأمر الذى يؤخذ باستخفاف |
Malları alınacak ve görüldükleri yerde öldürülmeleri suç sayılmayacaktır. | Open Subtitles | يـُجردون من ممتلكاتهم ، وحيواتهم ستؤخذ . على يد أي إنجليزي فور رؤيتهم |
Her Hintlinin bir suçlu gibi parmak izi alınacak. | Open Subtitles | كل الهنود لابد أن تؤخذ بصماتهم مثل المجرمين |
Yani "Gök kubbenin altında kaybolmuş olan geri alınacak." | Open Subtitles | إذاً، "تحت عهد السماء، ما كان مفقوداً سوف يُستعاد". |
Merak etme, ölümünün intikamı alınacak. | Open Subtitles | كماأدركتبنفسكَ، لكن لا تقلق ، سيتم الثأر لموتكَ. |
Her hareketiniz kayda alınacak. | Open Subtitles | كلّ تحركاتكم و أفعالكم سيتم تصويرها و عرضها. |
Biliyorsun daire vakıf tarafından satın alınacak yani Tobin ismi hiçbir yerde geçmeyecek. | Open Subtitles | الشقّة سيتم شراؤها من خلال "الثقة" لذا اسم توبن لن يظهر بأيّ مكان |
En iyi iki dalga final puanı için dikkate alınacak. | Open Subtitles | أفضل موجتين سيتم تجميعهم في المركز النهائي. |
Eğer kayıt için zamanında Tahran'a ulaşamazsa... üniversiteye gitme şansı elinden alınacak. | Open Subtitles | إن لم تتمكن من الوصول إلى طهران في وقت التسجيل سيتم حرمانها من فرصة الالتحاق بالجامعة |
Kardeşleri bırakılmaz ise misilleme olarak benim canım alınacak. | Open Subtitles | اذالم يتماطلاقسراحالاخوة. سيتم التضحية بحياتي للقصاص العادل. |
Birçok haber bir süreliğine askıya alınacak. | Open Subtitles | سيتم وضع كثير من القصص جانباً لبعض الوقت |
Bölge hapsine alınacak ve demircide ağır işlerde çalışmaya gönderilecektir. | Open Subtitles | . سيتم إعتقاله و إرساله إلي منجم الحديد و سوف يقوم هناك بـ الأعمال الشاقة |
Affedersin de yıllarca sürebilecek bir diziyi izlemeye başlamak düşünmeksizin alınacak bir karar değil. | Open Subtitles | عفواً بدء مشاهدة مسلسل قد يمتد لسنوات ليس بقرار يؤخذ بسهولة |
Bu adamın Veliaht Prens'i hainlikle suçlaması öyle hafife alınacak bir mesele değil. | Open Subtitles | زورا اتهم ولي عهد الخيانة جريمة خطيرة لا ينبغي أن يؤخذ على محمل الجد. |
Bu sözleşme hafife alınacak bir şey değil. | Open Subtitles | هذا العقد لن يؤخذ باستخفاف لكن بشكل مدروس وجاد... |
Sana döndürülen yaşam gücü yakında sevdiğin birinden... alınacak. | Open Subtitles | قوة الحياة التي أُعيدت إليك ستؤخذ قريباً... من شخص ما تحبه... |
O bir kız, bir generalin kızı alınacak gittiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأن فتاة ستؤخذ ابنة الجنرال |
Bilinci yerinde değil. alınacak tıbbi kararlar var. | Open Subtitles | انها غير واعية هناك قرارات طبية يجب أن تؤخذ |
Oğlum, bu kırk günlük yolculuk hafife alınacak cinsten değil. | Open Subtitles | ابني, هذة الرحلة المكونة من 40 يوم لا يمكن ان تؤخذ باستخفاف |
"Kaybolmuş olan geri alınacak." | Open Subtitles | "ما كان مفقوداً، سوف يُستعاد". |
Böylece sadık vatandaşlarımızın da görüşleri dikkate alınacak. | Open Subtitles | أشعر أنها تمثل أكثر ... رغبة مواطنينا و |
Sandro, öcün alınacak | Open Subtitles | ساندرو، أنت سَتَنتقمُ له |