Hye Mi, dışarıdan çok soğuk kalpli görünse de ...içeride çok alıngan biri. | Open Subtitles | بالرغم من مظهر هي مي الخارجي اللا مبالي لكن بداخلها شخص حساس جداً |
Hye Mi, dışarıdan çok soğuk kalpli görünse de ...içeride çok alıngan biri. | Open Subtitles | بالرغم من مظهر هي مي الخارجي اللا مبالي لكن بداخلها شخص حساس جداً |
Damadın bir süre için gereğinden fazla alıngan davranması normaldir. | Open Subtitles | العريس عرضة ليكون حساس بشكل مبالغ فيه لبعض الوقت |
Sakin ol. Fazla alıngan davranıyorsun. | Open Subtitles | هدئ أعصابك أنت فقط شديد الحساسية |
Anlıyorum. Şu alıngan genç geliyor. Ben burada değilim. | Open Subtitles | لقد فهمت ، ان الطفل الحساس قادم انا لست هنا |
Seni alıngan şey. Şimdi kıpırdama. | Open Subtitles | لازلت ذو المعنويات العالية ومازلت تحت قبضتى |
Günün bir yarısını arkanı toplayarak, diğer yarısını bisküvin, çöp öğütme makinesinin bıçağını kırdı diye tamirciyle telefonda tartışarak geçirmesem alıngan olmazdım. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا أنا سَأكُونُ أقل حسّاس إذا أنا مَا صَرفتُ النِصْف الذي اليوم يُطهّرُ بعد أن، والنصف الآخر على الهاتف برمي القمامةَ repairman |
Bu kadar alıngan olma. | Open Subtitles | لا تكن حسّاساً جداً |
- O alıngan İtalyan' ı istiyorum. | Open Subtitles | . أريد تلك المشاكسة الإيطاليّة |
Çok alıngan. Bir hademenin daha güçlü olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | إنه حساس, هل تعتقدين بأن عامل سيكون قاسيا |
Bu arka koltuk konusunda çok alıngan. | Open Subtitles | وهو حساس جدا عن ذلك المقعد الخلفي. |
Oğlum bu yeni meme uçları konusunda oldukça alıngan bir durumda | Open Subtitles | ابني حساس جدا بمسألة الحلمات الاضافية. |
Bakışlarını kaybeden bir güzel kadar alıngan. | Open Subtitles | إنه حساس كحساسية فتاة جميلة تفقد جمالها |
Ne kadar alıngan olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين كم هو حساس |
Ne demek şimdi bu! Öyle alıngan olma. | Open Subtitles | لا تلف وتدور انت حساس جداً |
Bu kadar alıngan olmamalısınız, Pyotr Petroviç! | Open Subtitles | دعك من فرْط الحساسية يا بيتر |
Onlar da senin kadar alıngan mı? | Open Subtitles | هم شديدو الحساسية مثلك ؟ |
(Kahkahalar) alıngan kişiler ve eşsiz olduklarını düşünenlere yönelik söylenen ''kar tanesi'' bir aşağılama ama ben milenyum çağında doğdum ve tek çocuğum, tabii ki öyleyim. | TED | (ضحك) "رقاقة الثلج" وهي كلمة تحقيرية تعني الشخص الحساس ويرى نفسه متميز وأنا من جيل الألفية والابن الوحيد |
Zavallı çocuk, onlara kirli bir paspas ve alıngan bir yengeçle karşı koymaya çalıştı. | Open Subtitles | يا للرجل المسكن حاول إيقافهم بالممسحةِ القذرةِ والسرطان البحري ذو المعنويات العاليةِ. |
- Bu kadar alıngan olma. | Open Subtitles | - الآن، لا يَكُونُ حسّاس جداً. |
Bu kadar alıngan olma. | Open Subtitles | لا تكن حسّاساً. |
Senin şu alıngan küçük orospuyla! | Open Subtitles | عاهرتك المشاكسة |
Annenizin yorgun, tembel ve alıngan olmasının tek sebebi sizlersiniz. | Open Subtitles | السبب في أن أمكم متعبة وكسولة وسريعة الإستفزاز هو بسببكم أنتم يا جماعة |