ويكيبيديا

    "alıyor ve" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يأخذ
        
    Sanatçı sıradan bir ofis gerecini alıyor ve modern iş dünyasında tuvaline yorumluyor. Open Subtitles يأخذ الفنان جزءًا مضجرًا من المكتب ويُحوله إلى لمحة عصرية تحوي فكرة معينة
    MiyavMiyavBeenz insan iletişimiyle ilgili öznel ve söylenmemiş ne varsa alıyor ve bunları ortaya nesnel sayılar olarak koyuyor. Open Subtitles البرنامج يأخذ كل ما هو غير موضوعي و غير معلن بخصوص التفاعلات الإنساني ويقللها إلى أرقام صريحة واضحة الهدف
    Bunu, bu ev yapıyor beynimizde düşünceleri alıyor ve bize karşı kullanıyor. Open Subtitles هذا هو ما هذا المكان لا. يأخذ الأمور من عقولنا ويستخدمها ضدنا.
    Önceliği her zaman işim alıyor ve erkekler bunu istemiyor. Open Subtitles عملي دائماً يأخذ الأولوية والرجال لا يحبذون هذا، لكني أفضل
    ve bu program bir şekli alıyor ve 250 DNA dizisi ortaya çıkarıyor. TED وهذا البرنامج يأخذ شكلاً، مصنوع من 250 تسلسل حمض نووي.
    Başkandan para alıyor ve hayatını bundan kazanıyor. Open Subtitles إنه يأخذ التمويل من رئيس البلدية لكي يعيش منه
    Sonunda, galip gelen biri dişinin yanındaki yerini alıyor ve karşı koyan çıkmıyor. Open Subtitles في النهاية، يأخذ المنتصر مكانه بجانب الأنثى، ويظل من دون تحدي.
    Beni dinlemiş olsaydın, Lex ihtiyacı olan yardımı çoktan alıyor ve Bayan Lang burada hayatı için savaşıyor olmazdı. Open Subtitles إذا أستمعت إلى كلامي ليكس الآن سوف يكون يأخذ الرعاية التي يحتاجها و السيدة لانغ لن تكون هنا تصارع من أجل حياتها
    Biz de bir krep evindeyiz ve Barry Bonds streoid alıyor ve Papa da komik bir şapka takıyor. Open Subtitles ونحن في بيت الفظيره، باري يأخذ المنشطات ، والبابا يلبس قبعة مضحكه.
    Sonunda, galip gelen dişinin yanındaki yerini alıyor ve karşı çıkan olmuyor. Open Subtitles في النهاية، يأخذ المنتصر مكانه بجانب الأنثى، ويظل من دون تحدي.
    Baba, bu işi çok ciddiye alıyor ve bunu doğru şekilde yapmak da zaman alıyor. Open Subtitles يأخذ الوالد هذه الوظيفة على محمل الجدّ ويحتاج وقتًا ليؤدّيها جيدًا
    Yazılım sesinin frekansını alıyor ve şarkıyla eşleştiriyor ardından sesinin perdesini düzeltiyor ve ayarlanmış olan sesi barın hoparlörlerine veriyor. Open Subtitles اذا, البرنامج. يأخذ تردد صوتك, ويطابقه مع مفتاح الأغنية,
    Bebeğimin ağzından yemeğini alıyor ve bebeğimin karnı aç. Open Subtitles وهو يأخذ الطعام خارج من طفلي الفم، وطفلي جائع.
    Alabileceği tüm parayı alıyor ve alamayacağı şeyleri yok ediyor. Open Subtitles إنّهُ يأخذ المال وما لا يستطيع أخذهُ يقوم بتدميره.
    Sonra da ayakkabının bulunduğu kanıt torbasını alıyor ve içine bile bakmıyor. Open Subtitles ثم يأخذ حقيبة الأدلة مع الحذاء و لا حتى ينظر إليها
    Biliyorsun, teknenin tamire ihtiyacı var ve annenle takılmak zamanın büyük bir kısmını alıyor ve de sakal bakımım var. Open Subtitles تعلم , القارب دائمًا يحتاج لإصلاح والتسكع مع أمك يأخذ الكثير من الوقت ولدي أمور تضبيط اللحيه
    Bu notaları yapabilmek çok çok uzun zaman alıyor ve şu anda 180 sayfa uzunluğunda bir parça üzerinde çalışıyorum. Bu hayatımda büyük bir adım, ve ben saçımı başımı yoluyorum. TED فالأمر يأخذ الكثير والكثير من الوقت لكتابة هذه المقطوعات، أنا أعمل في الوقت الحاضر على مقطوعة بطول 180 صفحة، وهي بعبعٌ كبيرٌ في حياتي، يجعلني أشد شعري من الجنون.
    Buna FreeSpeech Motoru adını veriyoruz. Herhangi bir FreeSpeech cümlesini girdi olarak alıyor ve dilbilgisi açısından kusursuz bir İngilizce cümle çıktısı veriyor. TED ذلك الشيء الذي يدعى محرك FreeSpeech الذي يأخذ أي جملة من FreeSpeech كمدخل ويخرج نصا باللغة الإنجليزية صحيحا نحويا.
    Herkes evine yeni bir evcil hayvan alıyor ve Cıvık Mantar topluluğuna elde ettikleri sonuçları gönderiyorlar. TED الجميع يأخذ كائناً أليفاً جديداً معه الى منزله و هم مَدعوُّون لنشر نتائجهم على موقع SliMoCo
    Tekrar uzanıyor, yeniden çakılları alıyor ve bırakıyor... "Çıt çıt çıt çıt çıt çıt!" TED يرتفع مرة اخرى, يأخذ حصى ملئ ذراعه ويطلقه مرة اخرى "تشك تشك تشك تشك" نفس الشئ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد