Bu deneyi fazla ciddiye alıyorlardı. | TED | لقد كانوا يأخذون هذه التجربة بجدية أكثر من اللازم. |
Asıl ilginç olan her seferinde 1 kişi alıyorlardı. | Open Subtitles | المشئ المضحك هو كانوا بكل مرة يأخذون واحد فقط |
Piyasa o kadar kötü düzenlenmişti ki, ilaçların fiyatını yediye katlayarak tedarik eden iki ayrı acentadan satın alıyorlardı. | TED | كانت السوق غير منظم على نحو مؤلم بحيث أنهم يشترون هذه الأدوية عبر وسيطين الذين يعزفون عليهم سبع مرات. |
Sebzeleri komşularından satın alıyorlardı, saçlarını kestiriyor ya da terziden yeni bir bluz alıyorlardı. | TED | كانوا يشترون الخضراوات من جيرانهم، يحصلون على تسريحة شعر جديدة أو كنزة جديدة من الحائك. |
Diyorum ki bir sürü yardım alıyorlardı. | Open Subtitles | الأمر فقط أنهم كانوا ينالون الكثير من المساعدة |
Emir alıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا يتلقون أوامر بمهاجمتنا وعندما انقلب الأمر لصالحنا |
Sürekli olarak benden kan, doku ve alabildikleri her şeyi alıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يحصدون الدم والانسجة مني باستمرار وأي شئ آخر يمكنهم سلبه مني |
Elemanları sırayla alıyorlardı, ifadelerini almak için. Hayvanat bahçesi gibiydi. | Open Subtitles | كانوا يحتجزون الرجال في حظيرة بقر، وكانوا يأخذون إفادتهم واحداً تلو الآخر. |
Casper sevkiyatı kutularını alıyorlardı.. | Open Subtitles | كانو يأخذون الصناديق من شحنة كاسبر لدينا |
Satış ve pazarlama için arkalarına çetenin ismini alıyorlardı. | TED | يأخذون اسم العصابة، للتجارة والتسويق. |
Görüyorsun, Lion-O arılar yiyeceğimizin bir kısmını alıyorlardı ama onların çıkardıkları yüksek ses çok daha kötü bir şeyi köyümüzden uzak tutuyordu. | Open Subtitles | "أترى, "لاينو ,الأشباح ربما يأخذون بعض محصولنا لكن صوتهم العالي كان يبعد |
Soru sormadan, ne veriliyorsa onu alıyorlardı. | Open Subtitles | أنهم فقط يأخذون ما تعطيهم، بدون أي سؤال |
Birlikte ders alıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا ... . كانوا يأخذون دروس سوياً |
Petrol borusu satın alıyorlardı. | Open Subtitles | إنهم يشترون خطوط أنابيب البترول |
Kısraklarını çiftleştirmek için bir aygır satın alıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا يشترون فحلاً لتلقيح خيولهم |
Paraları aklamak için elmas alıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يشترون الالماس لغسيل الاموال. |
Yıl sonunda teşvik primi alıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا ينالون العلاوات في نهاية العام |
Önce bizden rüşveti Afgani'yle alıyorlardı ama şimdi Dolar'la ödememizi istiyorlar. | Open Subtitles | من قبل كانوا يتلقون الرشاوى بالعملة الأفغانية أما الأن فيطلبونها بالدولار الأمريكي |
Evet, adres etiketlerindeki tarihlere göre, öyle görünüyor ki Carlos ve Bianca bir günde 2-3 paket uyuşturucu kargosu alıyorlardı. | Open Subtitles | وفقاً لتواريخ ملصقات العناوين هذه " يظهر أن " كارلوس وبيانكا كانوا يتلقون من شحنتين لثلاثة يومياً من المخدرات |
Sürekli olarak benden kan, doku ve alabildikleri her şeyi alıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يحصدون مني بإستمرار عينات دم وأنسجة وأي شىء آخر بإمكانهم أخذه مني |