Sonuçta, haklı olarak, beni alaşağı etmek için çaba gösteren insanlar var. | Open Subtitles | و نتيجة لذلك، كان هناك أشخاص يحاولون الإطاحة بي و لأسباب وجيهة |
NCIS'in sizi alaşağı edeceğini umdu. | Open Subtitles | كان يأمل أن تتمكن الشعبة من الإطاحة بكم. |
Bana bu şirketi alaşağı etmemiz gerektiğini söylemiştin. | Open Subtitles | أنت أخبرتني أن يجب القضاء على الشركة من الداخل |
Karen'la bana söylediğin gibi. Ancak öyle alaşağı ederiz onu. | Open Subtitles | مثلما كنت تقول لي ولـ (كارين) هكذا سوف نقضي عليه |
Bana bu organizasyonun yönetimini alaşağı etmek için yeterli kanıtı vermek üzereydi. | Open Subtitles | كان على وشك أن يعطيني أدلة كافية للإطاحة بقادة هذه المجموعه الخفيه |
Bütün bunları beni alaşağı etmek için planlayacak kadar üçkağıtçı birisi o. | Open Subtitles | وهي للتو فكّرت بما يكفي كي تدبر كل هذه الفوضى كي تطيح بي |
Hayatımın dört yılını bu adamı alaşağı etmek için harcadım. | Open Subtitles | أمضيت أربعة أعوام من عمري محاولاً الإيقاع بهذا الشخص |
Biz, Matheson'ı alaşağı edince, onunda benim peşimi bırakmaktan başka çaresi kalmayacak. | Open Subtitles | نطيح بماثيسون بالطريقه الصحيحه هي لن يكون لديها خيار سوى ان تتراجع ضدي |
Ogre'yi hallediyorsa nereden baksan her şeyi alaşağı eder. | Open Subtitles | هذا السمّ يمكنه الإطاحة بغول لذلك يمكنه الإطاعة بأي كيان |
Dün gece ihanet ettiğimiz kişiler bizi alaşağı etmek istiyorlar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين قمنا بخيانتهم ليلة أمس يريدون الإطاحة بنا |
Dün gece ihanet ettiğimiz kişiler bizi alaşağı etmek istiyorlar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين قمنا بخيانتهم ليلة أمس يريدون الإطاحة بنا |
Çünkü onu alaşağı etmene yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | . لأنه يمكنني مساعدتك في الإطاحة به |
Ve seni alaşağı etmek parmaklıklar arkasında biraz zaman öldürtecekse, sıraya al beni. | Open Subtitles | وإذا كان يتطلب القضاء عليك قضاء بعض الوقت في السجن فلا بأس |
Üstlerinize iyi görünmek için, zaten yaralı olan bir geyiği alaşağı edersiniz. | Open Subtitles | لكنكم تفضلون القضاء على غزالٍ ينزف مسبقاً لأنكم تريدون أن تبدوا بأفضل حالٍ أمام رؤسائكم |
Şansın varken beni alaşağı etmeliydin. | Open Subtitles | كان عليكم القضاء علي عندما سمحت لكم الفرصة |
Kardeşinin de amaçladığı gibi Dion'ı alaşağı etmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | ) ( أفكر كيف نقضي على ( ديون كما رغب أخوك |
Lütfen, bana Ateş Lordu'nu kolayca yendiğini ve onu alaşağı etmek için tutulmaya gerek kalmadığını söylemek için geldiğini söyle. | Open Subtitles | أرجوك قل لي أنك هنا الآن لأنه اتضح أن زعيم النار جبان و لا تحتاج إلى الكسوف للإطاحة به |
Dürüstçe düşündüklerini söyle, babamı alaşağı etmek için Büyük Jüri'nin bize ihtiyacı var mı? | Open Subtitles | هل انت حقا تعتقد ان محكمة على منصة ما سوف تطيح بأبي |
- Şimdilik bir şey yok. Ama sizi alaşağı ederek kariyer yapacağım ben. | Open Subtitles | لكني سأستخدم وظيفتي في الإيقاع بك |
alaşağı edeceğimiz adamlardan nefret etmemiz gerektiğini sanıyordum. | Open Subtitles | بل الحزن إعتقدتُ أنّه من المفترض أن نكره الرجال الذين نطيح بهم |
Neden panik kodunu aktif ettiğini, yanındaki adamı alaşağı ettiğini söylemek ister misin? | Open Subtitles | إذن هل ستُخبرني لمَ ضغطت زرّ الذعر، ثمّ أطحت بالرجل الذي كنت معه؟ |
Evet, anladım. Bizim alaşağı ettiğimiz bütün şirketler. | Open Subtitles | أجل، حسناً، إنّها جميع الشركات التي أطحنا بها |
Bak, senin bir eylemci olduğunu ve zengin kesimi alaşağı etmek istediğini biliyorum ama sence de burada o kitleden kimse var mı? | Open Subtitles | إسمع أعلم أنك ناشط حقوقي وكل ما تمثله هو قضية إسقاط فئة الـ 1 بالمئة المتسلطة لكن هل ترى أحد منهم هنا ؟ |
Demektir ki, onu bulup kurtarmalıyız ardından onu alaşağı ederiz. | Open Subtitles | والذي يعني أن علينا إيجاده, انقاذه, وبعدها وكما تعرفون, إسقاطه. |
# Tak kemerini alaşağı ediyoruz seni # | Open Subtitles | ♪أربط حزام الأمان، نحن سنسقطك♪ |
Adına çalıştığın adamları alaşağı etmeme yardım edeceksin. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}ستساعديني في القضاءِ على من كنتِ تعملين لصالحهم. |
Bu iki kapıdan birinin ardındasınız ve ikisini de alaşağı etmeye yetecek kadar mermimiz var. | Open Subtitles | أنظروا، أنتم وراء أحد هذين البابين، ولدينا عتاد ناريّ أكثر مما يكفي لإسقاط كليهما. |
alaşağı ettiğin insanlar var ya onlar serveti yada ünü hak etmiyor. | Open Subtitles | هؤلاء الناس الذين تُطيح بهم، إنّهم لا يستحقون ثرواتهم، سمعتهم... |