Albay, üzüntülü bir durumda. Ve kendini yatak odasına kapatıp yalnız kalıyor. | Open Subtitles | الكولونيل, كان فى حالة هائجة, قام باغلاق غرفة نومه على نفسه بمفرده |
Ama unutmayalım ki.. Albay Fransa'daki en önemli ceza avukatlarından biriydi. | Open Subtitles | لا ينبغي أن ننسى أن الكولونيل كان أشهر محامي في فرنسا |
Havlama sinyali. Bu bir uyarı. Derhal Albay'a bilgi verin. | Open Subtitles | أنها إشارة نباح أنها إنذار يجب نقل هذا إلى الكولونيل |
-Teşekkür ederim, efendim. -Yola çıkmaya hazır mısınız, Albay? Hayır, teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لك يا سيدى هل أنت مستعد للرحيل , أيها العقيد ؟ |
Albay, bu adam hem sizin hem benim hükümetimce aranıyor. | Open Subtitles | العقيد, هذا الرجل مطلوب من قبلك إذهبْ فيرمنت, وباللغم أيضاً |
- İyi geceler, zat-ı şerifleri. - İyi geceler Albay. | Open Subtitles | ـ طابت ليلتك ، سموك ـ طابت ليلتك ، كولونيل |
Albay'ın yaşlı av köpeğiydi. Hastaydı. | Open Subtitles | لقد كان كلب الصيد العجوز للكولونيل, لقد كان مريضا |
- Oh, Albay, ben...üzgünüm. - Ama, ama yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | أوه , أيها الكولونيل أعتذر لك , ولكنني أحتاج إلى مساعدتك |
4077. MASH birliği, Albay Blake'in emriyle buna bir son verilecektir. | Open Subtitles | عليكم التوقف عن ذلك بحسب اوامر الكولونيل بليك، وحدة ماش 4077 |
Albay Braddock... üstlerimle konuştum ve salıverilmeniz konusunda anlaştım... tek gereken sadece bir kez itirafını filme almamıza izin vermen. | Open Subtitles | أيها الكولونيل برادوك لقد تحدثت إلى رؤسائي و رتبت لاطلاق سراحك لو سمحت لنا فقط بتصوير اعترافك مرة واحدة فحسب |
Ho Chi Minh ile Albay Sanders aynı kişi mi? | Open Subtitles | هو شى مين , الكولونيل سنادرز هو بالفعل نفس الشخص؟ |
Albay Montgomery'nin Combahee'ye çıkışı sırasında, 34 malikane yağmalanıp, yıkıldı. | Open Subtitles | أربعة و ثلاثون ضيعة سُلبت و أُحرقت بأوامر الكولونيل مونتجمري |
Albay Munro durur, ama General Webb anlaşmaya saygı gösterip askerlerini geri göndermeyecek. | Open Subtitles | الكولونيل مونرو قد يفعل لكن الجنرال ويب لن يحترم الاتفاقية ويرسل جنودهم بعيداً |
Bütün kışı burada geçireceğimi söylemekten mutluluk duyuyorum. Albay Forster'ın alayına atandım. | Open Subtitles | طوال الشتاء,يسعدنى ذلك ,فقد حصلت على رتبة ضابط فى فرقة الكولونيل فورستر |
Bizi yalnız bırakabilirsiniz Albay, sizin yapacak başka işleriniz vardır. | Open Subtitles | يمكنك تتركنا الآن، ايها العقيد لديك أشياء أخرى للقيام بها |
Albay, motorsikletliyi kapıda gördüğümüzde dolabın anahtarını cebimden alıp, gruplara ayrılmamızı teklif ettiniz. | Open Subtitles | أيها العقيد ، عندما رأينا السائق عند الباب أخذتمنيمفتاحالدولاب، و إقترحت أن نفترق |
"Clapham'a kadar izlerini sürmüşler. Babam, Albay Forster'la birlikte onları bulmaya çalışmış. | Open Subtitles | لقد تم تتبعهما لغاية كلابهام، ذهب ابي مع العقيد فورستر لمحاولة كشفهما. |
Görünüşe göre birileri sizi aptalca bir ayak işine göndermiş, Albay. | Open Subtitles | يبدوا أن شخصا ما أرسلك فى مهمة حمقاء , أيها العقيد |
Tıbbi testleri yalnızca Albay MacNamara durdurabilir ve o da devam etmemizi söyledi. | Open Subtitles | الوحيد الذي يمكنه إيقاف الاختبارات هو العقيد ماكنمارا، و لقد أمرنا بالمضي قدما |
Sözlerinizi kendinize saklayabilirsiniz Albay. Ben ordunuzdaki bir er değilim. | Open Subtitles | يمكن ان توفر لنفسك الكلام كولونيل لست جنديا في جيشك |
Sırası gelmişken, Albay Martin'e, cesedi teşhise gitmeyeceğimi söyle. | Open Subtitles | بالمناسبة، قل للكولونيل مارتن أنني لن أذهب للتعرف على الجثة |
Albay'la tanıştın mı? | Open Subtitles | هل قابلت قائد السجن ؟ |
Albay O'Neill'ın Byrsa'nın verdiği... cezaya karşı gelmesine izin verme. | Open Subtitles | لا يجب أن تسمح للعقيد اونيل لانكار عقوبة يستحقها البيرسا |
- Albay McNeil'in ofisi. - Albay'la görüşebilir miyim? | Open Subtitles | مكتب العقيدِ ماكنيل هل يمكِن أن أتكلم مع العقيدِ؟ |