| Bu ülkeleri almama ve sonra da regresyon doğrusuna yerleştirmeme izin verin. | TED | دعوني آخذ هذه البلاد بعيدًا، ومن ثم أظهرها في خط الإنحدار. |
| Dinle, annem arabasını almama izin verdi. Seni 18:30'da alırım. | Open Subtitles | اسمعى، أمى سمحت لى بأن آخذ سيارتها سوف آخذك فى الساعة الـ6.30 |
| Lütfen aspirin almama izin verin. Bir Hindistanlı bir Hindistanlı'ya yardım etmeli. | Open Subtitles | رجاء دعني آخذ أسبيرين الهندى يجب ان يساعد اخاه الهندى |
| Önceki gün, o gitarı almama izin vermeliymişsin demek, ha? | Open Subtitles | أعتقد، أنه كنت لتدعيني أشتري لك تلك الغيتارة اليوم الفائت |
| Umduğum kadar çok değil, ama toprağı almama ve ekmeye başlamam yeter. | Open Subtitles | لم يكن المبلغ الذى توقعته، ولكنه يكفى لشراء الارض وبدء الزراعة. |
| Ben de ona ne kadar kızgın olduğuma dair bir not yayınladım, diktatörden farksızdı, bu bançoyu almama izin vermeyecekti. | TED | وأنا كتبت مدخلا في المدونة عن كيف أني كنت غاضبة جدا منه، ياله من متحكم، لم يكن ليسمح لي بشراء آلة البانجو هذه. |
| Lütfen aspirin almama izin verin. Bir Hindistanlı bir Hindistanlı'ya yardım etmeli. | Open Subtitles | رجاء دعني آخذ أسبيرين الهندى يجب ان يساعد اخاه الهندى |
| Bütün tıbbî muayeneyi yürütmeme numuneler almama, ilâçları test etmeme izin ver. | Open Subtitles | دعني اقوم ببعض الفحوص الطبيه آخذ بعض العينات، واجرب بعض الأدويه |
| Kızını almama asla müsade etmeyeceğini söyledi bana. | Open Subtitles | هو أخبرني بأنه لن يسمح لي قط بأن آخذ ابنته |
| - ... lütfen bir Raptor almama izin verin. Belki bir şeyler bulurum. | Open Subtitles | دعني آخذ مركبة رُبما أستطيع فعل شيئاً ما |
| Neyse, lütfen ablamı almama izin ver. | Open Subtitles | على أيةٍ حال ، إسمح لي فقط بأن آخذ أختي معي |
| Bu kıyafetler içinde kendimi ciddiye almama engel oluyorsun. | Open Subtitles | أنت تصعب الأمر علي قليلاً أن آخذ نفسي على محمل الجد في هذه الثياب |
| Siz, delikanlılara yeni üniformalar almama ne dersin, ha? | Open Subtitles | ما رأيك في ان أشتري لكم بعض الملابس الجديدة ؟ |
| Hiç değilse, sana doğru düzgün mobilya almama izin ver. | Open Subtitles | على الأقل أتركني أشتري لك بعضاص من الأثاث الجيد |
| Sadece, keşke o elbiseyi sana almama izin verseydin. | Open Subtitles | أتمنى لو أنكِ جعلتيني أشتري لكِ ذلك الفستان |
| Michael Turner olarak karaborsadan bir şey almama yardım ediyordu. | Open Subtitles | أخوك ك"مايكل تيونر" كان يساعدنى لشراء شىء من السوق السوداء |
| Bazen birşey almama bile gerek yok. Sadece.. | Open Subtitles | أحيانأً أشعر أنني لست بحاجة لشراء أي شيء فقط أشعر بالنشوة |
| Girebilirsiniz. Size bir içki almama izin verin. Julius ve siz arkadaşsınız yani. | Open Subtitles | يمكنك الدخول، اسمح لي بشراء شراب لك والآن أنت تقول أنك صديق لي جوليوس |
| Hey, moruklar! 10 dolar için yolunu almama izin verin? | Open Subtitles | يا، رجل دعني أستعير عربتك مقابل 10 دولارات؟ |
| Jules da onun tarafından kahve almama izin veriyor. | Open Subtitles | وجولز تتيح لي أن أغتنم قهوة من جانبها |
| Uçağı almama yardım et, sana bir kasa viski alırım. | Open Subtitles | ساعدُني لاستعادة طائرتي و أنا سَأَشتري الحقيبة اللعنة. |
| İşi almama yardım ettiğin için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | لم أستطع النوم، وأردت أن أشكرِك لمساعدتي في الحصول على العمل نعم، بالطبع |
| Bak ne diyeceğim, bari çocuğa sakız almama yardımcı ol. | Open Subtitles | سأخبرك ماذا على الأقل ساعدني لأشتري له علكة |
| Kaseti almama gerek var mı? | Open Subtitles | وهذه هي القضية التافهة التي تقدمونها لي ؟ أأحتاج لاخذ التسجيل ؟ |
| Şu birkaç parça incik boncuk, ama almama izin verilmeyecek gibi görünüyor. | Open Subtitles | بضعة أواني ذهبية لن تسمحوا لي بالاحتفاظ بها.. |
| Beni sen bırakacaksın çünkü annem ehliyet almama hiç izin vermedi. | Open Subtitles | و أنتِ ستقودين، لأنّ أمّي .لم تسمح لي بالحصول على رخصة |
| Eğer bisikletini ödünç almama izin verirsen, | Open Subtitles | لذا لو فقط سمحت لي باستعارة دراجتك، |
| Eşyalarını 10 dolara ödünç almama ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن سماحك لى بإستعارة أدواتك بعشرة دولارت ؟ |